Tarih, doğa ve kültür kenti kadim Trabzon’da, bacasız sanayi turizmin gelişmesi için bürokrasiden, otelcilerden, restorancılardan, yayla kent işletmecilerinden, iş adamlarına kadar herkes konuşuyor,
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri yılda birkaç kez lüks otellerin salonlarında toplantı yaparlar, yurdun çeşitli vilayetlerinde Trabzon’un tanıtılması amacıyla fuarlar düzenlenir. Yurtdışı fuarlarına katılır ve bu şehre turist bekleriz.
Son yıllarda başlayan Arap turizmi bazı odakların tepkilerine neden olsa da özellikle havalimanları ve otobüs terminalleri bununla bağlantılı olarak baştan sona yenilendi.
Pek kabul etmesek de Yeşil Yol Projesi Samsun’dan Sarp’a kadar hayata geçiyor.
Pek ümitli değilim ancak Çakırgöl projesi yeniden raftan indi çalışmalar başladı.
Sarp-Samsun tren yolu yüksek sesle konuşulmaya başlandı.
Bölge turizminin gelişmesi için her şey yapılıyor ancak birileri eğlenceye ve içkiye kafayı feci takmış.
Bunlar galiba gelen turistleri sadece camilerde namaz kıldırmaya getirecekler.
Bu şehre bu kadar Arap geldi, hangisini siz camide gördünüz?
Onlar buraya namaz kılmaya, dua etmeye değil gezmeye eğlenmeye geliyorlar.
Müslüman kardeşlerimiz Suriyeliler bile camilere adım atmıyorlar.
Nevruz Bayramı dolayısıyla bu şehre gelen İranlılar Ramazan ayı dolayısıyla tüm eğlence yerlerinin kapalı restoranlarda güveç dışında hiçbir şey yapılmadığını görünce, Batum’a geçtiler.
Denizi, doğayı, eğlenmeyi, kumarı, içkiyi orada bulunca kapalı bir toplumun insanları gönüllerince yediler içtiler eğlendiler,
Bir daha Trabzon mu tövbe dediler bunu yüksek sesle oradaki Trabzonlara söylediler.
‘Zaten orada biz bol bol kazık yiyorduk, Batum’da her şey ucuz’ demişler.
Azeri kardeşlerimiz, bir daha bu şehre gelmiyorlar.
Oradan gelecek olan turizm gelirlerine bundan sonra bel bağlamayalım.
Önce Rusları kaçırdık, şimdi de Arapları, Azerileri kaçırıyoruz…
Sonra turizm nasıl gelişecek merak ediyoruz.
Bu kafayla nereye kadar gidecek merak ediliyoruz.
Ben de merak ediyorum?