Trabzonspor Bu Fırsatı Kaçırmamalı

Daha önce defalarca dile getirdim:
Trabzonspor’un kurtuluş reçetesi, rahmetli Özkan Sümer’in fabrika ayarlarına geri dönmekten geçiyor. Çünkü o yolu izlemek, bugün yeniden Amerika’yı keşfetmekten çok daha anlamlı ve kolay bir çözümdür. Gerçekten Trabzonspor’un geleceğini düşünüyorsak ve biraz da cesaretimiz varsa artık bu adımlar kaçınılmaz hâle gelmiştir.

Bir hatırlayalım:
Özkan Sümer, Türkiye’de o dönemin şartları düşünüldüğünde olağanüstü bir cesaret örneği göstermişti. Tel örgüler arkasında maç izlenen bir ülkede, Avni Aker’i tel örgüsüz ilk stat hâline getirmişti. Çünkü o, medeniyetin ve güvenin bir arada yürüyebileceğine inanıyordu. Ardından taraftar derneklerini lağvetti. Onun için gerçek taraftar, tribünde takımını destekleyen insandı.
Ailelerin, çocukların, kadınların rahatça maç izleyebileceği bir ortam yaratmak için ısrarcı oldu. Kısa sürede Trabzonspor’u, kambur hâline gelmiş yapılardan kurtardı.

Sümer’in bir diğer vizyonu da transfer politikasıydı.
Trabzon’un kültürel ve sosyal dokusuna uygun ülkelerden futbolcular transfer ederek hem uyum sorununu ortadan kaldırdı hem de kulübü mali yükten korudu.
Genç, gelecek vadeden oyuncularla hem sportif başarı hem de sürdürülebilir bir ekonomik denge sağladı.
Ne yazık ki bu yapı, birilerinin işine gelmedi ve zamanla sessizce ortadan kaldırıldı.

Bugünse günlerdir konuşulan başka bir mesele var:
Taraftar gruplarının içindeki çirkin dil, yakışıksız tavırlar ve tehditvari söylemler.
Bu durumun bir gün patlak vereceği belliydi.
Çünkü bu tür yapılar, samimiyetten uzak, kişisel menfaatlerin ağır bastığı yapılardır.
Gerçek anlamda Trabzonspor’a katkı sunmaları mümkün değildir.

Bir elinde siyasetçi, diğerinde iş adamı, öbüründe yönetici…
Ve bu arada birkaç gariban genci yanına alıp “tribün gücü” yaratma çabası.
İşler iyi gittiğinde sessiz kalırlar; kötü gittiğinde ise kulübü tehdit ederek kendi çıkarlarını korurlar.
Bugünkü Trabzonspor’un ekonomik ve sosyal çöküşünde, bu tür yapıların büyük payı vardır.

Düşünün ki bir statta 13 ayrı taraftar grubu var!
Neredeyse Trabzon’daki mahalle sayısından fazla.
Her biri kendi hesabında, kendi planında.
Trabzonspor’un kazanması ya da kaybetmesi değil, kendi menfaatleri önemlidir onlar için.

Oysa unutmamalıyız:
Bazen hayır sandığımız şeyde şer, şer sandığımız şeyde hayır olabilir.
Bugün yaşanan bu olaylar, belki de Trabzonspor’un yeniden özüne dönmesi için bir fırsattır.

Bu yüzden diyorum ki:
Rahmetli Özkan Sümer nasıl cesaretle kararlar aldıysa,
bugün aynı cesareti Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetimi de göstermelidir.
Trabzon’un, Trabzonspor’dan başka hiçbir değeri yoktur.
Trabzonspor, Trabzonlunun kırmızı çizgisidir.