UÇ OK HİÇ YOK


Anlattıklarının birçoğunu bizler de ilgiyle takip ettik, ediyoruz. Hepimizin malumu olan ama zamanın hükümetlerinin görmediği karanlık noktaları aydınlığa çıkarmak ve FETÖ denen vampiri iyice tanımak adına anlatımlarını toplumumuz adına takdir de ediyoruz.
Temiz yüzlü ve oldukça masum görünen Hava Kuvvetleri eski savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, 15 Temmuz darbe girişimi ardından tekrar gündeme geldi. 2009 yılında TSK içindeki paralel yapılanmayı ortaya koyan Üçok, darbe girişimi hakkındaki çarpıcı açıklamalarıyla yine çok konuşulan isimlerden biri haline geldiğini herkes biliyor.
Bizim bugün konumuz bu değil. Uçok'un, Ali Savaş'ın deyimiyle "Bir askerin asker kaçağını savunmak için CAS'ın kapısına kadar gitmesi" meselesi üstünde durmak istiyorum.
Futbolu hiç bilmeyen, topu görse bal kabağı zannedecek kadar futbol cahili bir adam, hangi sıfatla CAS'a gönderiliyor ve Fener'in FETÖ kumpasına uğradığını anlatmaya kalkıyor gerçekten anlayan beri gelsin.
Sonra Fener sanki gavur takımıyla davalık da bu şahsi güdülmüş zevat, Trabzon'u yabancı bir takım görerek mağdur etmenin pimini ta İsviçrelere giderek çekmek istiyor.
Uçok'a hatırlatırız senin okların Trabzonspor'a vız gelir. Hele bir Trabzonlu karşına çıktığında ve kendisinden bu bilgisizce şike palyaçoluğuna soyunmasının hakiki anlamını nezaketini bozmadan sorduğunda ne yanıt vereceğini bilmek isteriz.
Türkiye'de FETÖ denen melanet en az yirmi yıldır etkin bir örgüt. O zaman Alaattin Cakıcılar ve diğer yiğit insanların da cezaevlerinde yatmasının nedeni FETÖ'dür deyip niçin onlar için tv'lerde bir kelam etmiyor kimse.
İş, askerliği yapmayan ama askerleri Fener Orduevi'nde bir komutan edasıyla sevk ve idare eden, onları talimatlandırıp İsviçre'ye veya tv'lere gönderen, onları ruhen ve fikren sağan bir insan acaba başka bir paralel yapı olmasın sakın!
Biz çok çektik paralel yapılardan. Bugün FETÖ yarın ÇETÖ başımıza boza pişirmesin.
Sözün özü, sen sen ol Uçok Trabzonspor'a bulaşma. Seni adam sanıp ekranlardan izleyenlerin sayısının mındık suyuna düşeceğini yakında göreceksin.
Biz hakları iç edilmiş, şikeden dolayı canlar kaybetmiş bir camiayız. Sen tuzukurların safında, bilmediğin konuları Türklükle temayüz etmiş Trabzon'a karşı 'şike yoktu, FETÖ vardı' basitliğine işi indirgeyerek bu pisliğe yorgan olursan bir yazar olarak uyarayım ayazda bırakırlar seni. Azizler bile kaldığın yanlızlıkta sana selam bile vermez.
Zihni fakirlik içindeysen bir hatırlatma ile ussuz  başa takoz olalım ne dersin?
İlker Başbuğ en sıkışık anında basın toplantısını Söğütlüçeşme'de (Fener) değil de Trabzon'da niçin yaptı bir düşün!