VARLIK YOKLUKTA KARAYOLLARI

Türkiye bir varlık yokluk savaşı veriyor. Yedi düvelin bir araya geldiği Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarının ardından Haçlı saldırısı bitmedi. 40 yıldır eğit-donatla karşımıza sürdükleri Batı'nın yeni bir versiyonu olan PKK ile onun eşdeğerleri YPG, SDG vs ile amansız bir mücadeye mecbur edildik.

Amaç; Türkiye'yi lal etmek, "ensesine vur ekmeğini al" bir pozisyonda tutmaktı.

Şimdi de Afrin'de bütün tahkimatlarını yaptıkları uluslararası terör koalisyonuyla savaşıyoruz. Bu ortamda iç cephe çok önemli. Birlik beraberlik içnde olmamız, eski husumetleri formatlayıp yeni bir nazarla birbirimizi kucaklamamız adeta bir mecburiyet gerektiriyor.

Daha da önemlisi ekonomik yapıyı diri tutmak gerekiyor. Herkese bu minvalde yadsınamaz vazifeler düşüyor. Gereksiz hacamalardan her kurum gerekçesi ne olursa olsun uzak durması elzemiyet arzediyor.

"Söz konusu vatansa" burada "sözde" davranmak affedilir şey değil.

Size somut bir savurganlıktan bahsedeceğim. Elime geçen bilgileri sizinle paylaşacağım. Yani büyük bir mücadelenin içinde olduğumuzu farkedemeyen etse de görmezen gelen bir anlayıştan yakınacağım.

Trabzon Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü yazdığım ikaz yazısına kulak vermeden bildiğini okumaya devam ediyor. "Biz vatanı günlük değil ebedi sevdik." Bu nedenle kamu denetimi adına bir de içinde bulunduğumuz hassasiyetin önermeleri adına yanlışlıkları yazmamız iç cephedeki önemli bir vazifemizdir.

Sadede gelelim.

Edindiğimiz bilgilere göre Karayollarında çok para harcamak esasmış. Paranın karşılığında yapılan işi denetleyen, sorgulayan ise hakgetire. Mühendisliğin üç temel prensibi 3 E olarak tanımlanan "Ekonomi, Emniyet, Estetik"tir. Siz tasarruflarınızda bu üç kriteri baz almayıp birilerine nema sağlamaya niyetliyseniz ona bir şey diyemem. Burada siyasi ayakla atbaşı giden menfaat ortakllığı yoktur da diyemem.

Ülke savaş halınde, askerimiz canını dişine takmış mücadele ederken birileri cephe gerisinde yanlışa devam ederse onları görmezden gelmemiz beklenemez.

Daha somutlaştıralım meseleyi. Devletimiz, Karayollarına ait lojmanların satışına onay vermişken o lojmanlara milyarlarca para harcayarak tadilat faaliyeti başlatmak bana bu ortamda ne insanî ne de İslamî bir tavır olarak gelmiyor.

Birilerini şişmanlatma, sonra da kendilerine pay düşürme cabası gibi geliyor bana.

Belli şirketler hem büyük hem de küçük işlerde şişmanlamaya, göbek bağlamaya devam ediyor.

Bu lojman meselesi önemli. Devletimiz bu lojmanları içinde oturanlara satacağını açıklamış. Bunu fırsat bilip aldıktan sonra değil de almadan o lojmanları devletin parasıyla lüks hale getirmek en hafif ifadeyle ayıptır, aymazlıktır.

"Memleket evladı canını kara toprağın bağrına kırmızı bir gül gibi kondururken" hala menfaat peşinde koşanları görmek beni isyan ettiriyor.

Yerel siyasetin güvenilir elemanları, lütfen cari açığı büyüten bu fütusuz harcamaları yapanları kerteriz defterine yazsın. Sadece Karayollarından değil her kurumumuzdan cari açığın kapanmasına dönük hakiki faaliyetler bekliyoruz.

Birileri nema birileri sadakat için yaşıyor. Kimin yüzüne tükürüleceğini okurlarım gayet iyi bilir.