SONNOKTA SELAHATTİN ÖZCAN - Giresun’un ilçelerinde yaşanan sel felaketi dere yataklarındaki afet riskini bir kez daha acı şekilde göz önüne serdi. Yaşanan sel felaketinin ardından Trabzon’da yapılması planlanan Şehirlerarası Otogar Projesi’nin yeri yeniden gündeme taşındı. Oda başkanları ve konunun bilimsel uzmanları Otogar Projesi için düşünülen yerin yeniden gözden geçirilmesini istedi. OLUMLU BAKMIYORUZ Trabzon İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Muzaffer Aydın: “Değirmendere havzasının Giresun’da sel olan havzadan farkı yok. Trabzon’da otogarın yapılacağı alan için aynı tehlike geçerli. Olası bir selde aynı zarar görülebilir. Bir takım önlem alınacağı söylense de bölge tehlike alanı içerisindedir. Biz o alana otogar yapılmasına olumlu bakmıyoruz.” YER DOĞRU DEĞİL Trabzon Şehir Plancıları Odası Başkanı Ercan Şen: “Trabzon’da 1990 yılında yaşanan seli dikkate aldığımızda görüyoruz ki Değirmendere’de tamamen su baskını oldu. Bu durum otogar için düşünülen alanın dere yatağı olduğu anlamını taşır. Bunun araştırmaları ve raporları da var. Otogar için düşünülen yer hem bilimsel hem de ulaşım planı açsından doğru bir yer değil. Bu durum yeniden tartışmaya açılmalı.” ViCDANLAR RAHAT ETMELi Trabzon Mimarlar Odası Başkanı Gürol Ustaömeroğlu: “Otogarın yapılacağı yerin dere yatağı konusunda çok fazla etüt edildiğini sanmıyorum. Dere yataklarına daha çok özen gösterilmeli. Burada bir aceleye getirme durumu var ve bu konunun kamuoyunca Büyükşehir Belediyesi’nin önderliğinde tartışılması taraftarıyım. Bunu belediye yetkililerine de dile getirdim. Konu vicdanlarda rahat etmiş değil, teknik ve bilimsel olarak ziyadesiyle tartışılmalı.” MANTIKLI OLMAZ Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş: “1990 yılında Değirmendere’de sel felaketi yaşandı ve bu felaket o alanın aktif taşkın bölgesi olduğunu gösteriyor. Orada hiçbir çalışma yapılmadan, hiçbir önlem alınmadan otogar yapmak pek mantıklı gözükmüyor. ÇED raporları ve proje herkesle paylaşılmalı. Bilimsel çalışma yapılmışsa da bunun toplumla paylaşılması gerekli. Nasıl bir çalışma ve önlem alınacaksa bunun halk tarafından bilinmesi en doğal haktır.”