Yerlinin Yerlisi

Yerlinin Yerlisi

Üzülerek gözlemliyoruz ki Trabzonspor'da uzun süredir işler yolunda gitmiyor.
Sanki şampiyon olmanın bedelini ödüyor.
Bugünkü başarısız durumun aslında bugüne ait olmadığını görmek için futbol kahini olmanıza da gerek yok.
Abdullah Avcı, Trabzonspor'un şampiyon olmasının bütün marifetinin kendisinde olduğunu zannederek sihirbazlıklar yapmaya kalkışmış, şampiyon takımı bozmuş, ayarlarıyla oynamıştı. Takımdan gidip gelenlerle iki takım kurulurdu ama bir takımı kurma başarısı ve basireti gösterememişti. Şampiyon takımın, şampiyon hocası kovuldu. Arada bir geçiş yapılmaya çalışıldı, yine olmadı, ayar bir türlü tutmadı, yine kovuldu.
Sonuçta olan yine Trabzonspor'a oldu.
Bir sürü lüzumsuz transfer, çöpe giden paralar, israf edilen zaman, saç baş yolduran futbol, psikolojisi bitik, mahçup bir taraftar topluluğ... Hal böyle olunca da çık işin içinden çıkabilirsen...
Şimdi ise gelinen noktada iş öyle bir hal aldı ki, işler yönetici parasıyla, puluyla çözülmekten çok uzaklaştı.
Başkan cesaretli ve radikal kararlar alırken hem şeffaf olmalı hem de kısa vadede taraftarların başarı adına çok büyük bir beklentiye girmemesi gerekir. Sabır göstermesi gerekir.
"EFSANE" takım kurmak için biraz zamana ihtiyaç olduğunu kabul etmemiz lazım.
O efsane takım potansiyelinin her zaman bu topraklarda yetişen gençlerimizde var olduğunu haykırmalıdır başkan.
Yeter ki bu kulübe, bordo mavi renklere  inanalım, güvenelim, başka yollara sapmayalım.
Futbolcunun da yerlisinden yana olalım.
Şimdiye dek yerli futbolcularla devam etsek ne olurdu? Belkide 9. olmak yerine 7. olurduk Belki de bir iki basamak daha geride olurduk. En azından dört kulüp arasında en fazla zarar hanesiyle 52 milyon Euro ile lider olmazdık.
Hadi futbolcuda yerli tercihini yapamıyoruz, en azından hoca konusunda YERLİNİN yerlisi konusunda taviz vermeyelim.
Sadece Ersun Yanal...(Avcı'dan önce Nevteon) Abdullah Avcı bu kulübün ekonomik açıdan bu denli felaket durumda olmasının en büyük mimarlarından biridir.(Başka bir niyet yoksa) Hem yanlış hem olur olmaz transferler hem de giderken almış oldukları tazminatları olsun büyük bir külfet ve yük haline dönüşmüştür.
YERLİNİN yerlisi hocaya her zaman daha çok güvenir ve inanırım. Çünkü Şenol hoca olsun Fatih hoca olsun ne bir yanlış transfer içinde ne de akçeli işlerin içinde olup komisyon peşine düşmezler.
Giderken de "Sözleşmede tazminatım var. SABAHA KADAR getirmezseniz TARAFTARLARI yığarım buraya, boğazınızda kalırım." diye EFELENMEZLER.
Efendi efendi başaramamanın "mahçup" diyetini ödeyerek giderler. (futbol piyasası için konuşacak olursak Fatih Tekke ve ekibi komik denilecek bir paraya çalışıyor), tazminatı yok,  osu busu yok, yok oğlu yok. Sadece TRABZONSPOR'un menfaatleri ve geleceği var.
Çıkarsız, hesapsız, menfaatsizce, kafalarda tilki olmadan, TRABZONSPOR var sadece.
Onun içindir yalvarışım, haykırışım, yerlinin yerlisi diye...
Ertuğrul Doğan'ın Şenol Güneş ismiyle çalışma fikri doğru bir karardı, başarılı olmasını çok istedim. Konjonktörel durum deyin, doku tutmadı diyen, futbolcu kadrosu deyin ne derseniz deyin olmadı, tutmadı.
Ayrılık kaçınılmaz duruma gelmişti.
Öyle de oldu.
Taraftarın çok istediği, spor kamuoyunun da kabul ettiği isimle Başkan Ertuğrul Doğan'ın hoca açısından yine doğru kararı vererek Fatih Hoca'yla el sıkışması kulübün ve Trabzonspor için çok önemli buluyorum. Niye yerlinin yerlisi konusundaki ısrarım diye değerlendirecek olursak, Fatih hoca ve ekibi koncundan, idman malzemesinden, kenardaki suyuna, yemeğinden, elektiriğine, suyuna israf olmasın diye gözü gibi korur kollar. Sahiplenir. Aidiyet duygusunu yaşar. Bu duygu yaşayan hoca haliyle alttan gelen oyuncuya da yer açma çabasında olur, lüzumsuz bir işe yaramayan posası çıkmış, yedek kulübesinde bile oturamayacak futbolcunun transferine de izin vermez.
Fatih Tekke diye bağıran taraftar da az olumsuz durumda hemen su koy vermeyecek sonuna kadar hem taraftar, hem başkan, yönetim hem de şehir sımsıkı yanında duracak.
Artık bunu tecrübe etmeliyiz. Günahıyla, sevabıyla tünelin sonunda bir ışık göreceksek ancak içimizdeki değerlerle kıymetlerle ancak bu vahim durumdan kurtulabiliriz.