Şehrin hemen kıyısında, adeta ikinci bir Uzungöl niteliğinde olan Yıldızlı Gölü, son dönemde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye başladı. Etrafına kurulan tesislerle hareketlenen gölde artık deniz bisikletleri ve kayıklar da yer alıyor. Milli Parklar Müdürlüğü, bu su araçlarını ruhsatlandırarak başıboşluğu ortadan kaldırdı. Her şey yolunda gidiyor gibi görünse de perde arkasında kamu vicdanını rahatsız eden iddialar gündemde.
Akçaabat Kaymakamlığı’na yeni atanan Yusuf Cankatar’ın, kaymakamlık binası için seçtiği mobilya ve eşyaları belirli bir markadan temin etme isteği doğrultusunda, göl çevresindeki tesis sahiplerinden maddi destek talep ettiği yönündeki iddialar, basına sızdı. Bu iddiaların Valimiz Sayın Aziz Yıldırım’a ulaşmasının ardından bir mülkiye müfettişi konuyla görevlendirildi.
Ancak asıl dikkat çeken gelişme, Kaymakam Cankatar’ın verdiği tepkiler oldu. Bir kahvehanenin önünde, “Siz sözlerinizle Vali Yıldırım’ı bize karşı zehirliyorsunuz” şeklindeki çıkışıyla hem şaşırttı hem de kamu görevlisi nezaketinden uzak bir görüntü verdi. Dahası, ardından tesis sahiplerine dönerek “Siz ve müdürleriniz beni basına ihbar ettiniz” demesi, süreci daha da tartışmalı hale getirdi.
Sayın Kaymakam Cankatar’a hatırlatmak isteriz: Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Vali Yıldırım’ın konudan haberdar olmasından bu denli rahatsız olmanız, iddiaların ciddiyetini daha da artırıyor. Eğer makamınız için masa, koltuk, çay takımı, fincan veya çay ocağına ihtiyaç duyuyorsanız, bunu kamu bütçesinden, yasal “karşılama ve ağırlama giderleri” kaleminden temin edebilirsiniz.
Ancak esnafa, “Deniz bisikletlerinizi durdururuz” imasında bulunarak adeta bir ‘salma’ zihniyetiyle yaklaşmak, kamu yöneticiliğiyle bağdaşmaz. Çeyrek asırdır kamuda görev yapmış biri olarak bu köşeden sizi uyarmayı bir görev biliyorum.