YİNE UĞURCAN ÇAKIR

Ne zamanki hoca yanlış saha ve kadro dizilimini fark etti, o zaman doğru düzgün işler yapmaya başladı takım.
O ana kadar rakip Gaziantep FK, Trabzonspor kalesine cesur ataklar yaparken kaleci Uğurcan Çakır yine başarı istatistiğini yükseltiyordu.

Güneş'in on numara olarak playmaker olarak maça başlattığı Zubkov, sağ açığa; Višća da forvet arkasına geçene kadar üç tane tehlikeli kontraatak yiyen Trabzonspor, gol yemediyse bunu Uğurcan Çakır'a borçlu.

Elinde Cham gibi orijinal on numaran varken onu yedek bırakmak, yeni alınan transferlere mutlaka ilk 11’de yer açılması gayesinden başka bir şey değildi.

Eren Elmalı gibi millî sol bekini Galatasaray'a satıp Barišić'i de kiralayarak Şenol Güneş’le müthiş bir takım planlaması yapan Trabzonspor, takımda orijinal sol bek bırakmayınca, sağ ayaklı çakma sol bek olarak büyük umutlarla transfer ettiği Mustafa Eskihellaç, sağ ayakla sıfıra inemediğinden, dolayısıyla aldığı her topla içeriye katederek zaten kalabalık olan rakip ceza sahasında daha da fazla karmaşa yaratmaktan öteye geçemiyor.

Üç farkla öne geçip de rakibinden iki gol yemek, daha da ötesi rakibine puan alabileceği inancını vermek nasıl bir oyun taktiği, anlaşılır gibi değil.
Rakip de Gaziantep FK. Demek ki az da olsa futbolcu kalitesi biraz yüksek olsa, Trabzonspor’dan değil bir puan, maçı da koparıp üç puanı bile alması işten değil.

Gerçi biz bu tür skorları Şenol Güneş’in futbolunda çok gördük. Öne geçtiği birçok maçta oyunu tutup, topu çevirip, rakibinden kaptığı toplarla geçiş oyunlarıyla skoru daha da artıracak taktiği veremediği için alabileceği birçok maçı kaybetti.

Bu maçı da az daha kaybedecekti. Yatsın kalksın, Uğurcan Çakır’a dua etsin. Bir maçını daha kurtardı Şenol Güneş’in.