Cumhuriyet'i kuranlar belli... Kurucu kadroda başta Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Özalp, Refet Bele, Rauf Orbay, Fethi Okyar, Hasan Rıza Sokak, Cevat Abbas Gürer, Nuri M. Conker, Salih Bozok ve daha nice değerli insanlar var tabii ki...

"Amasya Tamimi" ile başlayıp; geçen her günle ulusal bir heyecanla gerçekleşen Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi, TBMM'nin açılışı, İnönü, Sakarya, Dumlupınar zaferleri ve düşmanın denize dökülüşü...

Tüm bu gelişmeler onurlu bir ulusun direnişi ve zaferiydi.

Ve ardından, kuruluş döneminin yokluklarında sanayi ve eğitim alanında yapılan atılımlar...

Şeker fabrikaları...

Bez fabrikaları...

Çimento, demir/çelik, selüloz, uçak, fişek, dokuma fabrikaları...

Demiryolları...

Okullar... Hastaneler...

Yeni kurulan bir evin düzenlenmesini düşününüz. Hiç bir şey yok. Her şeyi bulup, var edecek, yokluğunu duyurmayacaksınız.

Yurttaşı mutlu etmek için gece/gündüz durmadan çalışacak, didinecek, çırpınacak, yoklukları var edeceksiniz

Cumhuriyeti kuran kadro; yürekleri ülke ve insanının mutluluğu için atan örnek insanlardı.

Cumhuriyet'in 10. Yıl Marşı'ında da ifade edildiği gibi, "Çıktık açık alınla on yılda her savaştan/ On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan..." sevinci ve gururu işte böyle bir başarının sonunda haklı olarak ulusça yaşandı.

Bu çok zorlu sınavın başarılması da kuşku yok ki; "Kurucu Kadro" nun önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve arkadaşlarının isabetli kararlarının gerçekleştirilmesiyle oldu.

***

Peki, şimdi soralım: Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ne günahı var ki, kimi kendini bilmezler O'nun kişiliğine yazılı/sözlü, heykellerine baltalı, balyozlu, oraklı saldırılar yapıyorlar.

O Atatürk ki; yaşamını ulusunun bağımsızlığı, ülkesinin kalkınması, insanının mutluluğuna adamış, tüm dünyaya örnek bir kimlik iken bu karalamaları, saldırıları nasıl yorumlayalım?

Ülkesini ve insanını savaş ortamlarından çıkarıp aydınlığa kavuşturan, esaretin/tutsaklığın kapısından çeviren ve çağdaşlaşım savaşında galip çıkaran bir önderin ne gibi bir hatası/günahı var ki; "ne idiğü belirsiz"ler, “şer odakları"nın emirleriyle zamanzaman Atatürk'ün kişiliğine saldırıya kalkıyorlar.

Sorarsanız, meczupmuş bunlar...

Hadi oradan be!..

Meczupmuş öyle mi? O zaman ıslah olması için niçin tımarhaneye konulmuyor?

***

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet'i koruma ve kollama konusunda göstereceğimiz her umursamazlık, ileride büyüyerek önümüze gelecek sorunlar, saldırılar yaratacağını unutmayalım.