Vatan evladı bir özel insan...

Kendisini yakinen tanımam, belki bir cemiyette, bir dernekte, bir düğünde karşılaşmışızdır.

Yani yazdıklarım sipariş üzere değildir. Helalinden hakkı olan kelamlardır.

Özer’i bir bakıyoruz Türk subayının kahpece şehit edildiği noktada bayrak asarken görüyoruz.

Bir bakıyoruz bir öğretmenin şehit edildiği bir başka noktada ayyıldızlı bayrağı asıyor.

Öyle bir vatan aşkına sahip ki Özer, vatana can veren insanların şahadet noktalarında bulunarak onlara helalinden şehit olduklarını haykırıyor.

Sıra dışı bir insan...

Bayrağın ruhunda yarattığı fırtınayı mahallinde yaşayan bir kimlik...

Yollara düşüyor, en tehlikeli noktalara varıyor çekiyor bayrağı.

O bayrak ilk rüzgârı alıp dalgalanmaya başlayınca gözlerinde menevişlenen gururu görmek gerek.

Bu öyle iffetsiz gururla aynı kefeye konacak bir gurur değil.

Alınan nefeste hissedilen, hücrelere kadar dolan, tarihle köklenen çınara benziyor.

Sevgili Özer son ziyaretini Dr. Devlet Bahçeli’ye yaptı. Ona hem Türk bayrağı hem de 80 numaralı ismini taşıyan Bordo-Mavili bir forma hediye etti.

Bahçeli’nin 15 Temmuz’daki yiğit duruşunu kutlamak, milli duruşunu tebrik etmek içindi bu ziyaret.

Bahçeli de bu ziyaretteki hikmeti hissetmiş olmalı ki çok az gülen kişiliğine rağmen memnuniyetini hissettiren bir tebessümle poz verdi.

Abdullah Özer’in milli duyguları tekrar tekrar hatırlatan bu ahsen davranışları sürdüreceğini anlıyoruz.

Yani vatan için birileri bir adım atmışsa sevgili Özer bu adımların unutulmaması adına önemli bir misyon üstlenmiş.

Allah için güzel bir yol bu...

Trabzonlu bir vatan evladının kadirbilirlik adına ortaya koyduğu bu mesai inanıyorum ki gençlere güzel mesajlar veriyor. Hem Türklük duygusunu hem de din duygusunu güncelliyor.

Sözümüzü şu beyitimizle nihayetlendirelim:

Bayraklar mübarek bir kırmızı bir gül içmiş gibi şehadete boyanmış

Bu millet bedeniyle ruhuyla yanlızca ve tek Allah’ına dayanmış