Kıraathanelerin tarihçesi oldukça eskiye dayanıyor.
Yaklaşık 700’lere dayanan kıraathanelerin ilki Mekke’de bir Müslüman tarafından kuruluyor ve burada bir araya gelerek orda bulunan kitapları okuyorlar.
Osmanlı döneminde de kıraathanelerle ile ilgili pek çok isimler verildi.  Kıraathanelerle birçok örnek mevcut.
Kahve içeceği Türkiye’ye geldikten sonra kahvehaneler açılıyor.
Bu kahvehaneler günümüzde olduğu gibi oyun oynanan mekanlar değil.
Kitap okuyorlar…
O dönemin kitaplıkları bugün ki gibi kütüphane şeklinde değil.
O nedenle ellerinde bulunan kitapları defalarca okuyorlar.
Okuma bilen vatandaşlar dönemin kitaplarını okuyor, diğerleri de dinliyordu.
O dönemlerde isimi henüz kıraathane olarak adlandırılmıyor, kahvehane veya köylerde “köy odası” şeklinde isimlendiriliyordu.
Gazeteler günümüzdeki gibi çok basılmıyor ve insanlar rahatlıkla bulup satın alamıyorlar.
Gazetelerin ardından yavaş yavaş kitaplarda konulmaya başlıyor.
Bu şekilde bir düzenlemeyle bu mekanlara “kıraathane” denmeye başlanıyor.
Özellikle 1960'lardan sonra kıraathane kültürü yaygın hale geliyor.
Birçok kitapçı artık kendi bünyesinde çay, kahve satışları yapmaya başladı.
Bu belki ticari açıdan uygulanmış ama eski yapıya benzerliği büyük ölçüde var.
Kitapçıların kafeterya kültürüne gelmesi çok önemli bir durum bence... Geldiğimiz aşamada özellikle sosyal medya bağımlılığı bizi okumaktan alı koyuyor.
İsmi kahvehane, kıraathane ya da kütüphane olarak farklılık gösterebilir ama okuma mekanlarını geliştirmemiz lazım.
Bu durumda kurtulmak için bugün tartışılan kıraathane modelinin önemi olduğu kanısındayım.
Her mahallede bir kütüphane şeklinde dizayn edilen mekanlar insanların uğrak noktası haline getirilebilir.
Her mahallede kadın kıraathanelerinin açılması; örneğin sosyalleşme, kütüphaneden faydalanma, küçük çaplı söyleyişiler ve çay, kahve sohbetleri gibi.
Bunun yanı sıra da yaşlılarımızın da sohbetlerinden faydalanma ve onlara mekan kazandırmanın son derece sağlıklı olacağını inanıyorum.
Benim de bu çalışmalarda bulunmuş olduğum dönemde bir çok örneklerini de  gördüm.
Yerel yönetimlerin altında yer alıp bunlar gerçekleştirilebilir diye düşünüyorum.