Özgürlük ve Barış kavramlarını… insanlığa sunmuş oldukları büyülü gizemin yol göstericiliğinde değerlendirmenin, kalıcı barış adına bir gereklilik olduğunu düşünenlerden olsam da; Bir kavramın karşı konulamaz olması, tepkileri geriletici ve karşısındakileri teslim alıcı gücü, sonuçları itibariyle beni hep kaygılandırmıştır!.. zira söz konusu kavramları tartışmak olanaklı olamayacağı gibi, bunları tartışmaya açmak, hele hele reddetmek nerede ise imkansızdır.

Neden derseniz?..

Bir kavramın insanı teslim alıcı ve kuşatıcı gizemi! Art düşünceli kişi ya da toplulukların eline geçtiğinde inanılmaz ölçüde yok edici bir silaha dönüşür de ondan derim.

Örneğin; Dünya imparatorluğu kurma sevdasındaki Alman faşistlerinin 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgalinin ardından geçen 78 kocaman yıla… katledilen milyonlarca insana… yakılıp yıkılan dünya coğrafyasına karşın, bu tehlikeli aracın altın bir tepsi içerisinde eli kanlı imparatorluk özlemcilerine yeniden sunulması, ne yazık ki bu tezi kuvvetli bir biçimde destekliyor sevgili köşe dostlarım.

Altına imza attığı tüm bildirgelerin, sözleşmelerin ve protokollerin hemen ilk sırasına Özgürlük ve Barışı koyan insanoğlu;

Kendisini çelişkileriyle varlayan küresel zorbaların gözetiminde! yer küreyi defalarca yok edebilecek denli nükleer, kimyasal ve biyolojik kitle imha silahlarının gölgesinde… her an başına düşebilecek bombaların korkusuyla bir Dünya Barış Günü daha kutlamış olmanın çelişkisiyle sizce ne kadar mutludur?

Gelişmekte olan ülkeler için hazırlanan “küresel açlık endeksi” halen dünyada açlığın önemli bir tehdit olduğuna dikkat çekiyor;

82 ülkede 1.3 milyar insan açlık çekerken, bunların arasından 52 ülkenin insanı ciddi ve endişe verici açlık seviyesinde bulunuyor.

Dünyanın bir yüzünde milyonlarca insan; savaşlar, çatışmalar, yoksulluk, açlık, susuzluk gibi nedenlerle ölürken, dünyanın bir başka yüzünde ; hakkı olandan fazlasını tükettiği için obeziteye bağlı hastalıklar nedeniyle milyonlara ulaşan ölüm ve kalıcı hastalık bir başka biçimiyle insanlığı tehdit ediyor. BM Gıda ve Tarım örgütü (FAO) , dünya genelindeki gıda güvensizliğine ilişkin raporunda 842 Milyon kişinin kronik açlık çektiğini belirtiyor.

Diğer yandan, Stocholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre 2016 yılında dünya genelinde ülkelerin silahlanmaya ayırdıkları pay toplam 1 Trilyon 686 milyon dolara ulaşıyor.

Ve tüm bu acımasızlıklar ne yazık ki gerçek barışı savunmanın ne denli meşakkatli ve ağır bedellerle sarmal! Olduğunun parametrelerini oluşturuyor.

Tarih: 26 Haziran 1945

Yer: San Francisco

Konu: Birleşmiş Milletler Antlaşması

Madde 1: Uluslararası Barış ve Güvenliği korumak… Bu amaçla Barışı bozmaya yönelik tehditleri önlemek… Barış bozucu eylemleri bastırmak…

Tarih: 1 Eylül 2017

Yer: Tüm dünya

İnsanoğlu mayın tarlasına dönüştürdüğü dünyasını nasıl temizleyeceğini kara kara düşünmekte. Yıllar yılı sürdürülen düşmanlık ve ötekileştirme politikalarının ürünü dünyaya serpiştirilmiş yüz milyonlarca mayının kendi çocuklarının topuklarında patlamasını acıyla izlemek durumunda.

Savaş baronlarının buyruk ve talimatlarıyla engellenen Eğitim, kültür ve sağlık harcamaları… silah tekellerinin önündeki kuyrukların her geçen gün biraz daha uzamasına vesile olurken… Yangın bölgeleri hızla çoğalıp, kimi yerlerde patlamaya hazır hain bir kıvılcım gözlemekte!

Tüm olumsuzluklardan azade, pırıl pırıl bir hafta sonu dileklerimle…