Büyük hedeflere küçük beyinlerle koşulmaz. Kişinin parası, işi, kariyeri olabilir ama eğer şahsiyeti dumurlu ise, yalanı sermaye yapmışsa onunla çetin yollar aşılmaz. Böyleleriyle tez elden yolları ayırmak gerekir.

Trabzon toplumunun tek moral kaynağı olan mazisi büyük başarılarla dolu bir takımları var. Onun başarılarıyla övünür onun başarılarıyla kendini iyileştirir. İşleri yolunda gitmeyen kişiler bile takım kazandığında bir hafta boyunca “her şey yolunda” der.

Böylesine insan hayatı içine oturmuş bir muştu kaynağını toplama bir takım karşısında rezalete düşürenler utanır mı bilmem. Şu an lider konumunda olan takım da A’dan Z’ye değişti. Sahada tam sekiz yeni oyuncu ile oynuyor. Onlar “sabredin, alışma devresidir, uyum sorunudur” demiyor. Üç maçta hem güzel oyun hem de güzel neticeler alarak sevenlerini ihya ediyor. Bizimkiler ise iki yıldır, “bekleyin, zımba gibi takım yapıyoruz, sahada basmadık yer bırakmayacaklar falan filan” diyerek Trabzon insanını onuru ve şerefiyle oynuyorlar.

İkincilikten gelme en az üç oyuncusu ile ve yaşları otuz altıyı geçmiş yaşlı transferleriyle adamlar resital sunuyor, bizim alleme hocamız da ellerini bağlamış kaderini bekliyor. Nasılsa attığı imza ile “paralar gani, başarı gelirse yani...” diyor.

Buradan söylüyorum; her meslek afra tafrayı kabul eder ama futbol kabul etmez. Futbol önce rakibe saygı, sonra gece gündüz çalışma, sorumluluk bilinci ve mütevazilik ister. Ayrıca plan, proje, tasarım ve yüksek ivmelenme ister. Havalı olanın havasını fena alır. Ceple, ciple, çetle işi olanları da asla istemez.

Ben Trabzonsporla yaşıt bir kalem erbabıyım. Benden birkaç ay büyüktür Trabzonspor. Yani Trabzonspor’la doğmuş, büyümüş, serpilmiş, okumuş, meslek sahibi olmuşum. Bir yandan takımım şiir gibi akmış diğer yandan da ben akmışım.

Bu takımın taraftarının başını öne eğenler, bu takıma zehir olacak bir bayramı reva görenler babamın oğlu olsa affetmem. Yapamayacaklarını düşünüyorlarsa lütfen yakamzdan düşsünler. Ben Trabzonspor başkanı olmadan ne başkanı ne de yöneticileri tanırdım. Takım sayesinde bir bakandan daha popüler olmalarının ya bedelini adam gibi ödeyecekler ya da işlerinin başında istediklerini yasal ölçülere de uyarak yapacaklar. Gölge etmesinler onlardan başka ihsan istemiyoruz.

Yeni takım, yalan... Gördük çünkü yeni olanların vurup gittiğini...

Sabret ve bekle... Gördük hemen şıpşak gelen başarıları...

Haysiyetli olmak lazım. Taşınan sorumluluk çok büyük. 50. yıl deyip topu elli metre süremeyenlerle bizi avutmak, biraz değil bayağı ayıp oluyor!

Biz tasmalarla dolaşan bir bölgenin isanı değiliz. Bizim karakterimiz Zigana, Kaçkar, Kalçar dağları gibi yücedir. Bu yüceliği bir İstanbul yaptığı için unutanlar anlayamaz. İlk yarıdaki son yenilginiz, bir daha tekerrür ederse toptan güle güle...

Nasıl olacak bu iş...

Gelirken düşünecektin muhterem!