İşsiz kalabilirsin.

Uzun bir süre çalışmayıp, yazmaya da bilirsin.

Hiç mi hiç önemli değil.

Her insanın hayatında öncelik sağlıktır.

O kaybedilen işler zaman içerisinde mutlaka kaybedeni eninde sonunda bulacaktır.

Yeter ki doğru olunsun.

Yeter ki çalışma hayatı zikzaklı olmasın.

Yeter ki eğri büğrü olunmasın.

Daha doğrusu ip gibi düz olunmalı!  

Her fani gibi bizim de hatalarımız eksiklerimiz olmuştur, olmaya da devam edecektir. Önem arz eden tek şey yapılanlardan ders almaktır.

Evet, ‘bismillah’ demiş başlamıştık.

Kaldığımız yerden, hiç heyecanımızdan bir şey kaybetmeden aynen devam ediyoruz.

Sizlerden 40 güne yakın bir süre uzak kalınca ister istemez gündemden de uzaklaşmış olduk.

Neyse, yeniden gündemi yakalayıp takip etmek için biraz zamana ihtiyacımız olacak.

O nedenle sürçülisan edersek af ola.

Dipnot: Yeni görevimiz için telefonla arayıp iyi dileklerini ileten ve çiçek gönderenlere teşekkür ediyor, şükranlarımızı sunuyorum

BEDEL NE OLURSA OLSUN?

Gazetecilik ciddi bir iştir.

Gazetecilik zor zanaattır.

Gazetecilik özveriyle yapılan bir meslektir.

Gazetecilik çok meşakkatli bir meslek dalıdır.

Hani derler ya gazetecinin “parası pul, karısı duldur” diye…

Her ne kadar bu söylemle örtüşmese de, şunu açık seçik söyleye bilirim ki, yazdıklarınızla ne İsa’ya yaranırsınız, ne de Musa’ya?

Neden böyle konuya girdim?

Öyle şeyler yaşadık ki.

Yazdıklarımız ve haber yaptıklarımız (eleştirisel yazı ve haber) tarafından, patron katlarına şikayet edildik.

Dedim ya öyle şeylerle karşılaştık ki!
Zaman oldu, bir yazı kaleme alırken hep ‘acaba’ sorusu beynimizin bir ucunda saklı durdu.

Öncelikle şunu vurgulayayım ki, yazdıklarımızın ve haber yaptıklarımızın şikayetlerinin hesabını sonuna kadar alnımız ak bir şekilde verdik.

Yine aynı şeylerle karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

Çünkü mesleğin fıtratında bu var.

Şimdiden söyleyeyim, inandığımız doğrulardan, hele de kamuyu ilgilendiren haberleri yazmaktan asla imtina etmeyeceğiz.

Bedeli ne olursa olsun!

YAPILANLARI UNUTMAK MÜMKÜN MÜ?

Hiç unutmam Cephanelik’in kıyısında yapılan yapıyla ilgili arkadaşlarımız, sorumluluk ayniyatıyla aslanlar gibi haberi yaptılar. Bizlerde o gün bu haberi manşetimize taşıdık.

Vay efendim o haberi sen mi manşet yaparsın!
Hemen Cephanelik’in işletmeicisi Trabzon-İstanbul hattı telefon trafiğini kurup, bize baskı uygulatmaya çalıştı.

Sonrası herkesin malumu?

Zaman içerisinde yapılan yapı bitti.

Hatta şu aralarda hizmete açılmıştır.

İşin tuhafı ne biliyor musunuz?

Üç beş kişi hariç diyeyim, hiç kimselerin onay vermediği, içine sindiremediği, toplumsal vicdanları yaralayan bu yapı, kaşla göz arasında gece gündüz çalışılarak yapılıverdi.

Şuan Cephanelik’in işletmecisi sosyal medya hesabından yapılan o ek yerin resimlerini büyük bir iş başardım edasıyla öyle paylaşıyor ki, hayretler içerisinde kalıyorum.
Bize ise burada düşen tek şey, işletmeciyi avuçlarımız patlarcasına alkışlamaktır!

Helal olsun!
İş bilenin kılıç kuşananındır.

TELEFERİĞİN KATKISI NE OLACAK?

Bir tarafta Cephanelik’te yapılan ek bine ile gurur duyulurken, diğer tarafta da Beşikdüzü’ne yapılan teleferiğe kayıtsız kalmamız mümkün olabilir mi?

Bir alkış da oraya!

Neyse işin latifesini bir kenara koyalım.

Gelelim sadede.

Çok mu ihtiyaçtı teleferik Beşikdüzü için?

Öyle zannediyorum ki teleferiğin işe yaradığı tek konu vatandaşın selfie yapması olacaktır teleferikte.

Allah aşkına soruyorum buradan, o kadar para karşılığı yapılan bu teleferiğin Beşikdüzü’ne katkısı ne olacak?

Teleferiğe binenler yapılan bu yatırım için öyle methiyeler diziyorlar ki, şaşırıp kalıyoruz ve kendi kendimize ‘acaba diyoruz bu teleferik Meydan-Boztepe güzergahına bir çözüm mü getirdi’ diyoruz.
Sahi Beşikdüzü’ne yapılan bu teleferiğin önce Trabzon’a sonra ilçeye ne gibi katkıları olacaktır?

YOL NEREDE?

Boztepe’de muhteşem beş yıldızlı bir otel yapıldı.

Trabzon’un manzara bakımından bakıldığında tek oteli olmuştur?

Henüz daha gidip görmedik.

Dikkat çekmek istediğim husus şu; ambulansın bile zar zor geçtiği o yol, merakımdır ki otelin açılmasıyla bu yükü nasıl kaldıracak?

Yetkililer buralara yeni yapılacak yapılar için inşaat izni verirken alt yapı ve yol sorununu hiç göz önüne almazlar mı?

Bir hengamedir gidiyor Çukurçayır ve Boztepe’de.

Allah oralarda yaşayan ve ikamet edenlerin yardımcısı olsun.

Her geçen gün o bölgede yaşam daha da zorlaşmaktadır.

Ne hazindir ki, bir rant uğruna her şey ters düz edilmeye devam ediyor.