Meseleyi daha geç ele aldığımız ve konu birçok yönüyle tartışıldığı için birçok ayrıntısını geçip birkaç söz etmek istiyoruz.

İyi Parti Grup Başkan Vekili Davut Çakıroğlu Trabzon Büyükşehir Belediyesinin tabelasına T.C. ibaresi eklenmesi için önerge verdi. Önerge, Meclise geldi.

Belki ilk kez AKP grubundan 10 isim söz aldı ve bazıları kâğıttan daha önce hazırladığı sert açıklamalarla Çakıroğlu’nu kınadı. Meclis üyelerini farklı konularda da söz hakkını kullanmaya davet ediyoruz.

Talep, AKP’li üye Mustafa Yaylalı tarafından “hadsizlikle” bile suçlandı.

O hâlde şunları ifade edelim:

1-Sayın Yaylalı, bu önerge hadsizlikse T.C.lerin tabelalardan kaldırılmasına nasıl bir yakıştırmada bulunabilirsiniz?

2-Önergeyi yersizlikle suçlayanlara soruyoruz… Tabelada T.C. ibaresi olsa yahut ülkeye böyle bir travma yaşatılıp Türklük baskı altına alınıp terör yandaşları sevindirilmeseydi böyle bir önerge ortaya çıkar mıydı?

3-AKP’li Meclis Üyesi Murat Üçünü toplantıda Türk Dil Kurumunun da belirlediği kurala göre “T.C.” kısaltmasının “tece” şeklinde değil “Türkiye Cumhuriyeti” şeklinde okunması gerektiğinden söz etti. Üçüncü’ye bir dil bilgisi dersi verelim. Hayır, böyle bir kural yok. Türk Dil Kurumuna göre küçük harfli kısaltmalar (Meselâ gr. gibi) kelimenin açık hâliyle, tamamını büyük harfli kısaltmalar kısaltmadaki harflerin alfabetik seslenişiyle okunur.

4-Bazı meclis üyelerinin “Bir Türk milliyetçisi olarak…” ifadesiyle konuşmasına başladığını gördük. Milliyetçilik kuru bir dava değildir. Sözle geçiştirilemez. Milliyetçilik bedel, mücadele ister. O milliyetçilerin hangi bedeli ödediklerini, neyin mücadelesini verdiklerini çok merak ediyorum. Yoksa bu söz sırf T.C. meselesi açıldı diye şov yapmanın ötesine geçmeyecektir!

4-Son olarak Murat Zorluoğlu’na düşen görevi ifade edelim: Zorluoğlu’na düşen görev T.C.yi o tabelaya asmaktır.

***

Sorun yokmuş!

Dün konuyla ilgili İyi Parti İl Başkanı Azmi Kuvvetli, tek başına basın toplantısı düzenledi. Açıklamanın sonunda “Önergeyi veren Meclis Üyesi Davut Çakıroğlu niye yok?” diye sorduk.

Kuvvetli “Bir gerekçesi yok. Bu toplantıyı il başkanı olarak ben yapmak istedim. Zaten Davut Başkanımız da konuyla ilgili yeteri bilgiyi basına verdi. Ben il başkanı olarak partimizin düşüncelerini ifade etmek için basın toplantısını yalnız yaptım. Yoksa bir sorun yok.” dedi.

Kuvvetli’ye “Sorun var mı?” diye sormadık ancak kendisi “Sorun yok.” diye yanıtladı. Buradan çıkacak manayı herkes anlamıştır sanıyorum.