Vatandaşın tasarrufu neden hiç konuşulmaz? Neden herkes öncelikle kendine bakmaz? Karşı tarafı suçlarken veya bir nasihatte bulunurken neden biz öncelikle kendimizi gözden geçirmeyiz?

Neden biz kendi evimizin önünü öncelikle süpürmeyiz? Sigmund Freud derki; insanlar, karşısında mükemmel insan ararlar ama kendileri mükemmel olmayı hiç düşünmezler.

Hani biz Müslümandık? İsraf almış başını gidiyor. Vatandaş eğer tasarruflu yaşayacak olsa emekliler de bu duruma düşmeyecektir, tabii devlet de ekonomi de…

Devlet verdikçe harcıyoruz. Sonra da “yetmedi” diye bağırıyoruz. Susturmak için yine veriyor, yine harcıyoruz ve bağırıyoruz. Dipsiz kuyu gibiyiz adeta maşallah…

Evlerde yemek pişmiyor artık, motorize çalışanların maaşları 20-30 bine TL’ye kadar ulaşmış! Evlere yemek taşımaya yetiştiremiyorlar. 

Kafeler gün boyu tıklım tıklım, talepler karşılanamıyor. Elektronik cihazlar, telefonlar, internetler, kulağımızda 5000 TL’lik kulaklıklar.

İnsanlar sokaklarda kendi kendine konuşarak yürüyor artık pahalı kulaklıklar ile. Kollarda, telefonlar kadar pahalı saatler ve çocuklarımıza taktığımız CPRS cihazlar.  

Gardıroplar tıklım tıklım. Sabah kalktığımızda hangisini giyeceğimize karar veremiyoruz. Ayakkabı dolaplarımız hakeza…

Eskiden zahirecilerin önünde büyükbaş hayvan yemi yığılı olurdu şimdi ise kedi, köpek maması. Evlerde çeşit çeşit beyaz eşyalar. Mutfağımızda ketıl, elli-yüz bin liralık kahve makinası, mikseri, çırpıcısı say babam say.

Zenginin evinde ne varsa sıradan vatandaşın evinde aynısı var. Yüz liralık arabaya bir milyon verilebiliyorsa bunu veren var da verilebiliyor!

Tüm bu savurganlıkla piyasa yükseliyor ve bu kez de emeklilerin maaşları dipte kalıyor. Onlar da haklı olarak, “Ya biz de burada insanız kardeşim.” diyorlar.

Nehir bile olsa, giden su kontrol edilemezse bir önemi olmaz. Ama iğne kadar sızan suyu depolayıp kontrol altına aldığınızda birkaç haneye yetebiliyor. Tamam, devlet harcıyor doğru ama devletin harcadığı gider değildir.

Çünkü devlet paranın başıdır. O, vergiler ile topladığı parayı hizmet olarak piyasaya gönderir ve vergi olarak da tekrar geriye toplar.

Ama bir şirket veya vatandaş öyle değildir, onun harcadığı giderdir. Hazine ve piyasa iki kayış kasnak gibidir. Kayış bir taraftan gitmeli ki diğer taraftan gelsin ve sistem çalışsın. Tabi bu dengeli olmalıdır.  Ama biz öncelikle kendimize bakmalıyız.