BEŞİKTAŞ MAÇI ZAFER Mİ HEZİMET Mİ?

Cumartesi akşamı oynanan Trabzonspor-Beşiktaş maçında tüm Türkiye özellikle hücum futboluna doydu. Tabii ki futbolu bir sonuç oyunu kabul edersek ve meyvesinin de gol olduğu gerçeğiyle hareket edersek gerçekten sezonun en görkemli maçlarından birine tanıklık ettik. 90 dakika boyunca her iki kalede de gol ve goller olabileceği hissiyle koltuklarımızda bir dakika bile rahat oturamadık. Hop oturup, hop kalktık. Bu maçın sonunda Trabzonspor kurmayları da, Türkiye’de futbolu yorumlayanlar da, sezonun en iyi maçının oynandığını dile getirirken, Bordo-Mavili ekibin yenilmesine rağmen muhteşem bir iş çıkardığını dile getirdiler.

Hatta Teknik Direktör Ersun Yanal, ortaya çıkan futbolun sonunda, Trabzonspor’un çok doğru yolda olduğunu belirtip, Beşiktaş’ın şampiyonluk için 5 yıl içinde yapılandığını ve artık sonuçları da almaya başladığını dile getirdi. Bordo-Mavili ekibin de yürüdüğü yolda çok önemli adımlar attığını ve kendilerinin de bu yeni yapılanmayı devam ettirmeleri halinde geleceğinin parlak olacağını anlattı. İyi de, bir kere Beşiktaş’ın yapılanması 5 yıllık değil… Yani süreyi çok uzun tutuyor. Bir de Siyah-Beyazlı ekip, geçen sezon da şampiyon oldu. Buna karşın kadrosunda çok da önemli değişiklikler yaşadı değil mi?

BURSA VE G.SARAY İLK YILLARINDA ŞAMPİYON OLDULAR

Kısa sürede başarıyı örneklemek istersek Bursaspor 2009-2010 sezonunda şampiyon olurken oyuncu kadrosunun önemli bölümünü daha o yılın başında transfer etmişti. Galatasaray da 2/11-2012 sezonunu açık ara zirvede tamamlarken, ilk 11’inde tam 9 yeni transfer görev yapıyordu. Yani yeniden yapılanma adı altında insanları sürekli uyutma ve oyalama taktiğinin anlamı yok. Bunun anlamı aslında her sezon çok sayıda transfer yapılacağına dönük mesajdır ve kulübün kasasından yeni 10 milyon Euro’ların çıkmasının topluma kabul ettirilmesinin bir yol olarak gösterilmesidir.

Trabzonspor sezon başında 8 transfer yaptı. Devre arasında da 5 yeni ismi bünyesine kattı. Hem de alınan futbolcuların büyük bölümü kulübün bütçesini aşacak düzeyde yüksek maliyetli isimlerdi. Ve şu bir gerçek ki, bu transferler doğru yapılmış olsa, Bordo-Mavili takım daha bu sezon şampiyonluk potasında olması gerekirdi. Gelecek sezon için de öyle 5-6 transfere gerek kalmazdı. Neyse Beşiktaş maçında ortaya konan futbolu da dikkate alarak bir şey hatırlatarak bu yazıyı sonlandırmak istiyorum.

SAVUNMA ANLAYIŞIYLA ADETA YERLERDE SÜRÜNDÜ

Trabzonspor ilk yarıda gerçekten çok kötü futbol oynuyordu. Aldığı sonuçlar da hayal kırıklığıydı. Ancak o günkü kadro bile İstanbul’da Vodofone Arane Stadı’nda Beşiktaş’a sahayı dar etmişti hatırladınız mı? Öyle ki maçın hakemi Siyah-Beyazlı formayı giyerek Bordo-Mavili ekibin mağlup olmasının başkahramanı haline gelmişti. Rakip adına bir penaltı yaratmış, Bordo-Mavili ekibin bir penaltısını vermemiş, faulleri görmemiş, Quaresma ve Oğuzhan’ı kırmızı kartla saha dışına göndermemiş ve Trabzonspor’un belki de farklı kazanmasının önüne geçmişti. O gün Beşiktaş 2-1 kazanırken, Trabzonspor’a methiyeler düzülmüştü.

O günkü Bordo-Mavili takım, rakibine Akyazı Arena’daki maçta verdiği pozisyonların üçte birini bile vermemişti. Kısaca harika bir futbol oynamasına rağmen hakem aracılığıyla kaybetmeye mahkum olmuştu.  Hem de ne görkemli bir atmosferi vardı, ne moral motivasyonu, ne de özgüveni.. Buna rağmen, futbolu iki yönlü düşünürsek eğer takım oyununu daha iyi oynamıştı.  Cumartesi akşamki takım ise üst üste 13 maçta yenilmemenin, ikinci yarının lideri olmanın ve 40 bin taraftarının coşkulu sahiplenmesiyle birlikte sahada yer aldı, hücumu zaman zaman iyi yaptı ve 3 gol attı.

Bu adeta  zafer havasında sunuluyor. Olacak şey değil. Bir de Beşiktaş topla yüzde 60’a yakın oynuyor. Trabzonspor kalesine 17 şut atıyor ve 20’nin üzerinde orta yapıyor. Bu takım mağlup olurken orta sahada Onazi, savunmada ise Perreira, Durica ve Uğur adeta dökülüyor. Ersun Yanal, Medjani’yi oynatmayarak oyuncu ayrımı yaptığını gösterdiği gibi, değişiklikleri de tam bir skandaldı. Ama adeta muzaffer ordu komutanı gibi hareket ediyor. Söylemek istediğim şu…  Umut tacirliği yapmanın zamanı değil… Şimdi irdelenmesi gereken atılan 3 gol değil, yenilen 4 gol, rakibe verilen sayısız pozisyon ve Yanal’ın anlamsız müdahaleleri olmalı diye düşünüyorum….

Bilmem haksız mıyım?

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

PİLOT TAKIMIN KAYMAĞINI NEDEN AKHİSAR  YİYOR?

Başkan Muharrem Usta zaman zaman açıklamalarıyla kendisini yakından izleyenleri şaşırtıyor. Daha doğrusu Trabzonspor’u kendine dert edinenlerin dudak bükmesine neden oluyor. Sayın Usta geçtiğimiz günlerde bir açıklamasında da 1461 Trabzon’la ilgili olarak, “Ne yazık ki ilimizdeki diğer takımlarla rekabet eden bir ekip haline geldi. Bu takım adeta Akhisar Belediyespor’un altyapısı gibi hizmet etmeye başladı” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar gerçekçi mi ve gerçekçiyse suç pilot takımın mı? Bir kere şunu ifade etmekte yarar var ki, ne PTT 1. Ligi’nde, ne de şu anda mücadele edilen 2. Ligde 1461 Trabzon, bu kentin diğer takımlarıyla bir kez hariç rekabet halinde olmadı.  Sayın Başkan belli ki, bilmediği bir konuda bilgisiz ve ilgisizler tarafından bu şekilde yönlendirilmiş ama yanıltılmış...

Açıklamasının asıl önemli olan bölümü ise Akhisar Belediyespor’un altyapısı gibi çalışması konusuydu. Bu konuda Sayın Usta haklı da, sebeplerini irdeleme ihtiyacı hissetti mi hiç? Trabzon’da futbolla biraz ilgili herkesin hatırlayacağı üzere 1461 Trabzon PTT 1. Liginde fırtına estirdiği 2011-2012 sezonunun ardından Trabzonspor’a ilk ve ikinci transfer sezonlarında tam 7 futbolcu verdi. Bir sonraki sezonda da 2 futbolcu daha gönderdi.

HACIOSMANOĞLU, O İSİMLERİ GİTMEYE MECBUR BIRAKMIŞTI

 Bunlar Fatih Öztürk, Abdulkadir Özdemir, Caner Osmanpaşa, Kadir Keleş, Yusuf Erdoğan,  Gökhan Alsan, Mustafa Akbaş, Barış Memiş ve Batuhan Artaslan’dı. Daha öncede Mustafa Yumlu ve Zeki Yavru kadroya katılmıştı. Bu futbolcuların yoğun kullanıldığı 2013-2014 sezonunun ikinci yarısında Trabzonspor ligde şaha kalkmış ve 9’ncu basamaktan 4’ncü basamağa kadar yükselmiş, Avrupa Kupası’nda oynama hakkını da elde etmişti. Ancak hemen sezonun sonunda İbrahim Hacıosmanoğlu Kadir, Caner, Gökhan Alsan, Abdulkadir başta olmak üzere pilot takımdan gelen futbolcuları gönderme kararı verdi, onların kulüp bulması için de Metin Korkmaz isimli menajere yönlenmelerini istemişti.  Oyuncular da bu denilenleri yapmışlar ve Akhisar Belediyespor’un yolunu tuttular.

Sonrasında Barış Memiş ve Batuhan Artaslan kiralık olarak farklı takımlara gönderildiler.  Fatih Öztürk adeta aforoz edilince onu da Akhisar ’a pas etmişti dönemin yönetimi…. Sizler geldikten sonra da gurbetten gelmiş Trabzonsporlu Özer Hurmacı’yı Ersun Yanal’a kurban ederken, onun da Akhisar’ın yolunu tutmasına sebep olmuştunuz. Ayrıca devre arasında da Mustafa Yumlu’yu ellerinizle bu kulübe teslim ettiniz. Ha unutmadan Soner Aydoğdu ile Alper Uludağ’ı da Akhisar Belediyespor’a gönderen sizsiniz.

SİZ BÖYLE YAPARSANIZ, TRABZONSPOR DA AKHİSAR’IN ALTYAPISI OLUR!

Tüm bu yaşananlardan sonra çıkmış, pilot takımın Akhisar Belediyespor’a altyapı hizmetinde bulunduğunu söylüyorsunuz. Gerçekten size şaşırıyorum. Sadece 1461 Trabzon değil, siz ve İbrahim Hacıosmanoğlu sayesinde Trabzonspor bile bu Ege kulübünün altyapı görevini yapıyor. Hatta parasal sıkıntılarını karşılama amacı güden bir kulüp haline getirildi farkında değil misiniz?

Kusura bakmayın da Sayın Başkan; Trabzonspor’u siz ve İbrahim Hacıosmanoğlu gibi transfer çılgını isimler yönettiği sürece ne pilot takımın ne Trabzonspor’un, hep Akhisar Belediye gibi kulüplere altyapı hizmeti sunacaktır ve sunmaya da devam edecektir… Ama asla Trabzonspor’a hizmet etmeyeceklerdir…  Bunun sebebini bir öğrenmek istiyorsanız size önerim…

Bir aynaya bakın! Sorumluyu orada göreceksiniz!