UEFA DİREKTÖRÜ BOŞUNA ÇENE ÇALDI TÜRKLER BİLDİĞİNDEN GERİ DURMADI!

Başta Borsa’da işlem gören ve halka açık şirket pozisyonundaki kulüpler olmak üzere, Türkiye’de Süper Lig’den başlayarak amatör kümelere kadar kulüplerin büyük bölümünün borç kıskacı içinde olduğunu, hatta önemli bir kısmının iflas aşamasında olduğunu sanırım Sağır Sultan bile biliyordur. Başta Trabzonspor, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray olmak üzere, Süper Lig’de boy gösteren milyonlarca taraftarı olan kulüplerin çıkmaz içinde debelendiği konusunda bırakın Türkiye’yi dünyada futbolla ilgilenen hemen hemen herkes bilgi sahibidir.

Bu aslında sadece Türk kulüplerinin değil, dünya kulüplerinin de önemli bir sorunu haline gelmiştir. İşini iyi bilen ve gelir gider dengesini koruyanlar hedeflerine doğru hızla yürürken, bu noktada akıldan yoksun hareket edenler ise ekonomik çıkmaz içindedir. Zaten Avrupa’da birçok kulübü, Arap Şeyhlerinin ya da Rus milyarderlerinin almasının altında yatan neden de budur. Bunun içindir ki dünya futbolunun patronu FİFA ve Avrupa Futbolunun en üst birimi UEFA, kulüplerin daha dikkatli olmaları ve iflas etmelerinin önüne set çekmek için çeşitli önlemler almaktadır.

Özellikle bizi de ilgilendirdiği için UEFA’nın Mali Fair Play açısından yaptırımlarını ve kulüplerin uygulamaya koymak zorunda oldukları kriterleri yakından biliyoruz. UEFA’nın bu kriterlerine karşın, uyanık Türk kulüplerinin de Ki; Bunlar arasında Trabzonspor başta olmak üzere birçoğu, hülleli işlerle birlikte sözde ekonomilerini düzelttiklerine dair işlemler yapmaktadır. Bu ülkede Spor Kulüpleri Yasası da çıkmadığı için denetleme tam yapılamadığından da sözde UEFA ya da, TFF kandırılmaktadır. Ama kuşkusuz bu bir yere kadar çözüm gibi gözükebilir ama yarın felaketin yaşanmasını engelleyemez.

Biliyorsunuz, Türkiye’de birkaç ay önce bir Futbol Zirvesi yapıldı. Zirveye UEFA’nın Mali Fair Play konusundaki uzman yetkilisi de katıldı. Türk kulüplerinin durumunun felaket olduğunu anlatırken, bunun en önemli sebebinin ise gereksiz yabancı transferi olduğunun altını çizerken, bir de yaşlı futbolcuların tercih edilmesi olduğunu üstüne basa basa anlattı. O toplantının sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyıp Erdoğan da yabancı sayısının azaltılması gerektiğini söyledi. Bizzat UEFA yetkilisinin anlatımıyla birlikte kulüplerin biraz ders çıkaracağı gafletine düşenler oldu..

Artık yaşlı ve çok sayıda yabancı oyuncu transferinin rafa kalkacağına inanmak istedi bir çok insan. Ama yanıldı. Transfer mevsiminin başladığı andan bugüne yapılan transferlerin büyük bölümünün yabancı olması sanırım dikkatlerden kaçmadı. Bu yabancıların önemli bölümünün ise 30 yaşına yaklaşmış, ya da üzerinde olduğu gerçeği ile de karşılaştık. Bu yaşlı ve fazla yabancı transferi konusunda Trabzonspor’un tavrı da hiç değişmedi. Kulübün borcunun 700 milyon lirayı aşmış olması, elindeki oyunculara ödeme yapma konusunda yaşadığı sıkıntılar, personeline çektirdiği eziyetler yönetimi hiç enterese etmiyor ne hikmetse!

USTA SADECE YABANCI İSİMLERİ ALIYOR

Muharrem Usta başkanlığının ilk iki transfer döneminde kulübe dış transfer olarak alınan oyuncuların sadece 3 tanesinin yerli, diğerlerinin tümünün yabancı olması başlı başına bir sorundu zaten.. Ama en azından transferin ilk bölümünde aldıklarının bir bölümü gençti. İkinci dönemde ise alınan 5 oyuncunun 4 tanesinin yaşları 30 ve üzeriydi. Sadece Mas 27 yaşındaydı. Bu transfer mevsiminde ise şu ana kadar bir yerli, iki yabancı transferi yapıldı. Biri 30 yaş üzeri, biri genç ama genç olan kiralık… Bundan sonra düşünülen transferlerin tümünün de yabancı olduğunu ne yazık ki fark ediyoruz. Hem de yaşları yine 30 ya da daha üstlerde bulunan isimler bunlar…

Bunların her birinin geleceğe dönük ölü yatırım olduğunu futbolla haşir neşir olan herkes bilir sanırım. Bir tek Kucka’ya verilen 5 milyon Euro bonservis bedeli bile çöpe gitmiştir şimdiden. Bu futbolcu 3 yıl Trabzonspor’da kalsa bedava gidecek. 2 yıl sonra satılmaya kalkılsa 33 yaşında olacak ve aklı başında hiçbir kulüp Kucka için 5 milyon Euro’yu gözden çıkarmak istemez. Zaten çıkaracak olsa Çin kulüpleri bile devreye girebilirdi, girmedi bugün bile… Sonuç olarak söylemek istediğim şu… Futbolun patronları, bu işleri biraz bilenler ne derlerse desinler, ne kadar uyarırsa uyarsınlar, Türkler bildiklerini okurlar. Nereye kadar? Duvara çarpana kadar!

Tıpkı Trabzonspor gibi…

****************************************************************

Daha önce defalarca yazdık. Yusuf Erdoğan’ı Trabzonspor’u yönetenler ve teknik direktörlüğünü yapanlar kazanmak isteseydi ve taraftar da biraz olsun yardımcı olsaydı çok farklı bir kimlik ortaya çıkabilirdi. Ama el birliğiyle bu oyuncuyu yok etme mücadelesi verildi ve sonuçta başarıya da ulaşıldı. En az 10 milyon Euro bonservis bedeli edecek olan bir futbolcu, şimdi yok pahasına elden çıkarılma noktasına geldi. Bugüne kadar yazdıklarımızın arkasındayız. Söyledik, yine söylüyoruz. Bu futbolcu, Trabzonspor’da oynayamayacak durumdaysa nasıl oluyor da Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe başta olmak üzere, Türkiye Süper Liginin tüm kulüpleri ona talip oluyor? Bana bunu Başkan Muharrem Usta ve Teknik Direktör Ersun Yanal’ın mantıklı bir şekilde açıklamasını istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Bursaspor Başkanı Ali Ay, bir açıklama yaptı. Bu açıklamasında Yusuf Erdoğan’ı istediklerini ama Trabzonspor’un bu ismi Beşiktaş’a söz verdiğini dile getirdi. Bordo-Mavili yönetimden en küçük bir yalanlama gelmedi. Nedir bu açıklayacak bir tek kişi var mı? Yusuf sırf Beşiktaş’a söz verildi diye mi Ersun Yanal tarafından harcandı? Bu kulüp Olcay Şahan’ı Trabzonspor’a 200 bin Euro karşılığı vermişmiş… Yahu yedek kulübesinde oturan bir oyuncu ve Beşiktaş’tan 2 milyon Euro’ya yakın bir para kazanıyor. İstanbul uyanığı bu kulübü yönetenler ve sözde Trabzonsporlu Şenol Güneş, bu oyuncudan kurtulurken, sanki Bordo-Mavili kulübe kıyak yapmış havası estiriyorlar öyle mi?

Kimi kandırıyorsunuz?

Kaldı ki, Olcay Şahan Trabzonspor’a 200 bin Euro’ya verilirken, Mehmet Ekici gibi bir futbolcu Fenerbahçe’ye satılmadı. Bu kulüpten gelecek 2,5 milyon Euro kasaya girmedi. Ayrıca Mehmet Ekici’yi 700 bin Euro daha borçlandı Trabzonspor… Şimdi bu oyuncu alacakları için FİFA’ya gitti. Yani Bordo-Mavililerin başına bir bela daha sarıldı. Bunlar olurken, Mehmet Ekici’nin Fenerbahçe’ye satılmayacağına dair, Trabzonspor’u yönetenler tarafından söz verildiği de defalarca kamuoyuna yansıdı ama Bordo-Mavililerden yine doyurucu bir açıklama gelmedi.

MUHARREM USTA BUNU HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

Beşiktaş’ın hem ekonomisine, hem de şampiyonluğuna katkı yapan Trabzonspor’u yönetenler, şimdi de Yusuf Erdoğan’ı aynı kulübe yok pahasına satma sözü verdiyse bunun adı ihanetten başka bir şey değildir. Yusuf Erdoğan takımda kalmalı, asıl bölgesi olan sol kanatta oynatılmalı ve yeniden 10 milyon Euro değerine yükselen bir yıldız haline getirilmeliydi. Ama bu olmuyorsa, bugün Türkiye Süper Ligindeki tüm kulüplerin talip olduğu Yusuf Erdoğan en iyi şekilde pazarlanarak, en yüksek bedelle satılmalıydı. Beşiktaş’a pas etme yolu aranmamalıydı.

Bu yapılıyorsa, yapanlar Trabzonspor düşmanlarıdır. Yusuf Erdoğan, satılmaya çalışılırken, bu yönetimin aklına bir tek soru bile takılmıyor mu? Ve“Yahu biz sıradan bir kadroya sahipken ve ne ligde, ne kupada, ne de Avrupa’da hiçbir şey yapamazken, bu oyuncuyu elden çıkarmak için her şeyi yapıyoruz ama son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş ise almaya çalışıyor. Sadece Beşiktaş değil, ligin tüm takımları Yusuf’a talip oluyor. Onlar mı futbolu bilmiyor, yoksa şu Ersun Yanal’ın kafasında tilkiler mi dolaşıyor” şeklinde bir soru işareti kafalarında belirmiyor mu? Evet Muharrem Usta, neden sizin satmaya çalıştığınız Yusuf Erdoğan’ı şampiyon takım ve onun Trabzonlu teknik direktörü Şenol Güneş almak istiyor? Ve neden bunlar Olcay Şahan’ı size pas ettiler?

Soruyorum hiç düşünme ihtiyacı hissettiniz mi?

****************************************************************

ÇAYKUR RİZESPOR’UN ŞİKE BAŞVURUSU VE GERÇEKLER!

Trabzonspor’un Süper Ligin son haftasında Bursasyor ile oynadığı ve 3-2 yenilerek bu ekibin kümede kalmasını sağladığı maç çok tartışıldı, konuşuldu. Küme düşen Çaykur Rizespor cenahında otomatik olarak Bordo-Mavili kulübe yönelik ağır eleştiriler geldi, ithamlarda bulunuldu. Tabii ki bunlar yenilir yutulur şeyler değildi. Ne yazık ki Trabzonspor’u yönetenler bu kulübün yöneticilerine ya da teknik adamına karşı gerekli yanıtı vermedi. Komşu kentin kulübünü yönetenler bu kez dozajı iyice artırdılar. Trabzonspor’un bazı futbolcularının şike yaptığı gerekçesiyle mahkemeye vereceklerini açıkladılar. Tabii ki bu havanda su dövmekten başka bir şey değildir. Şayet ellerinde ciddi deliller varsa, bunları TFF’nin yetkili kurullarına gönderseler sanırım sorunu çözerler. Ama amaç üzüm yemek değil, bağcı dövmek sanırım…

Bir de Çaykur Rizespor kulübünü yönetenlerin Türkiye’de tescilli şikeye karşı nasıl duruş sergilediğini bilmekte yarar var. Gerçek şikeyi yapanlara karşı sessiz kalan, hatta destekleyenlerin, bugün daha çok kendi hatalarından küme düşmeleri nedeniyle bağırmaya hakkı yoktur. Olaya bir de Trabzonspor cephesinden bakacak olursak keşke bu kulübün başkanı Muharrem Usta ve yönetim kurulu üyeleri Bursaspor maçından sonra ciddi kararlar alabilme cesaretini ve kararlı duruşunu gösterebilseydiler. Yani bu maçta sahanın kenarında mosralık olarak duran Ersun Yanal ile birlikte, sahada gezinen bazı futbolcularla o hafta içinde yolları ayırabilseydi. En azından üzerine sıçratılmaya çalışılan çamuru bertaraf etmiş olurdu.  Şimdi ise işin yoksa uğraş dur!

Sanki dert azmış gibi!