Bir grup Suriyeli Azez’de Türk bayrağını yaktı. Yapılan bu saldırıya  “Nasıl olur, nasıl yaparlar?” deyip şaşıranlar olduğunu görüyorum. Açıkçası ben de o şaşıranlara şaşırıyorum.

                Neye şaşırıyorsunuz kardeşim? Hala bunların kim olduklarını nasıl insanlar olduklarını anlamadınız mı? Ne zaman anlayıp ne zaman uyanacaksınız? Tarih boyunca ne zaman Türkleri sevdiler ki şimdi sevip değer verecekler ve bayrağına saygı duyacaklar?

                Türk milleti Gazze’de, Yemen’de, Myanmar’da, Suriye’de, Irak’ta öldürülen her bir kişi için “din kardeşimiz” diyerek Cuma namazı çıkışlarında, elçilik binaları önlerinde gösteriler yaptı, ürünlerini boykot etti ve her şekilde protestosunu gösterdi. Elbette tepki vereceğiz, elbette üzüleceğiz. En azından insan olarak yapılanları onaylamadığımızı göstereceğiz. Fakat biz bu insanlar için kendimizi bu kadar yorarken siz hiç Ermenilerin Karabağ’da yaptıkları soykırım için, Çin’in Doğu Türkistan’da yaptığı zulüm için veya aklınıza gelen Türklerin öldürüldüğü herhangi bir olayda koskoca Arap coğrafyasında bir gösteri yaptıklarını, tek bir söz söylediklerini gördünüz mü? Mesela kırk yıldır devam eden PKK teröründe hiç Türk milletinin yanında duran bir Arap Devleti veya topluluğu gördünüz mü? Kıbrıs’ta Türkler katledilirken üzülen veya Kıbrıs davasında Rumlara karşı yanımızda duran, konjonktür nedeniyle tarafımızı tutan Kaddafi haricinde bir Müslüman Arap duydunuz mu?  Göremezsiniz duyamazsınız. Çünkü yok. Geçmişte ve bu gün bırakın yanımızda durmayı Türk milleti ile ilgili bütün konularda hep karşımızda olmuşlardır. Bugün en önemli meselelerimiz olan Kıbrıs, PKK, Ermeni iddiaları gibi konularda bile tam anlamıyla karşımızdadırlar. İnanmayan varsa elindeki akıllı telefonlarla internete girsin araştırsın.  

                Siz onlara “Müslüman kardeşim” deyip sarılıyorsunuz ya, onlar için hiç öyle değil. Sen onlar için “Mevali”sin. Yani ikinci sınıf Müslüman. Arapların kuvvetli olduğu zamanlarda Mevali yani sen onlarla aynı safta namaz bile kılamazdın. Çünkü onlar için asıl Müslüman Arap soylu olanlardır ve İslam’ın sınırı Arap milletinin sınırıdır. Bu yüzden hiçbir Osmanlı Padişahını rıza ile halife olarak kabul etmemişlerdir. Araplar Türkleri kullanabildikleri sürece,  kanını, canını kendi menfaati için çöl kumlarına döktürebildikleri sürece “din kardeşi” olarak kabul ederler. Aksi halde sen onlar için sadece ikinci derece Müslüman yani “Mevali”sin.

                Şimdi Özgür Suriye Ordusunun ve Türkiye’nin kontrolü altındaki Azez’de Türk bayrağını yakanlara kızıyorsun. Hiç kızma. Onlar Türkiye’nin eğittiği donattığı beslediği Suriyeliler. Geçmişten ders almamışsan bu hareketler karşısında kızmaya hakkın yok. O toprağı biraz kazsan altından Arapların arkadan vurduğu Türk askerlerinin kemikleri çıkar. Geçmişte yapılanları affedebilirsin ama unutursan o ihanete tekrar uğrarsın, bugün uğradığın gibi.

                Bugün bayrağını yakan, askerini taşlayan Arapları tanımak istiyorsan başvuracağın kaynaklar siyasal İslamcıların merdiven altı tarihçilerinin ürettiği uydurulmuş tarih ve aforizmalar olmamalı.  İngiliz arşivlerindeki belgelere ve Lawrens’in yazışmalarına bakın. Lawrens’in bile Arapların Türklere asker, çocuk, kadın, yaşlı demeden yaptıkları vahşetten nasıl tiksindiğini okuyun. Hadi diyelim İngilizlere güvenmiyorsunuz. O zaman Medine’yi iki yıl yedi ay boyunca Arap isyancılara ve müttefiki İngilizlere karşı koruyan “Türk kaplanı” “Çöl kaplanı” lakaplarıyla anılan Fahreddin Paşa’nın anılarını okuyun. Gerçekleri göreceksiniz. Tarih geleceği yaratma sanatıdır. Doğru kaynaklardan okudukça dostunuzu, düşmanınızı net olarak görür, bugünkü durumunuzu daha iyi anlar ve gelecek için vizyonunuzu daha gerçekçi temellere oturtursunuz. O nedenle tekrar arkanızdan hançerlenmek istemiyorsanız ciddi kaynaklardan tarihinizi okuyun, ders çıkarın ve dostunuzu düşmanınızı tanıyın.

Yanlış anlaşılmak istemem. Peşin fikirli Arap düşmanı bir faşist olduğumu sanmayın. Arap coğrafyasında az sayıda da olsa tarihte bizimle dostluğunu kanıtlamış insanlar vardır. Örneğin Arap “Şammar aşireti” eleştirilerimin dışındadır ve bizim için saygıdeğerdir. Çünkü Şammar aşireti birinci dünya savaşında Osmanlı’nın yanında savaşmış ve savaş sonrasında ihanet eden Araplar ve işgalci İngilizler tarafından bedel ödetilmiş, bugün Arap coğrafyasına yayılmış halde yaşayan beş milyon kadar insanın mensup olduğu bir aşirettir. Biz ön yargılar ile hareket eden Arap düşmanı ırkçı değiliz. Bize bir adım yaklaşan kim olursa olsun on adım yaklaşmayı savunuruz.  Bu nedenle zor zamanımızda yanımızda olmuş Arap “Şammar” aşiretini her zaman kardeşimiz olarak kabul ediyorum. Başımızın üzerinde yerleri var.