Atamızı ölüm yıldönümünde şükran ve minnet duygularıyla anarken dünyanın pek çok ülkesinde de yüce önderi anma günleri yapılıyordu.

Hepimiz biliriz ki varlığımızı yüce Allah’a, geride ülkemiz için güzel olan her şeyi de yüz değil bin yılın lideri Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

Evet çocuklarımıza her daim unutmadan anlatmalıyız.

Japonya’da her anne, her baba ABD tarafından Hiroşima’ya, Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucu binlerce insanlarını ve çocuklarını kaybederek kayıtsız şartsız teslim olmuştur.

Lakin yıllar yılı her Japon anne baba evlatlarını bombardıman tarihinde Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye getirerek evlatlarına bu acı vahşeti anlatmaya çalışmışlardır.

Hala da bu hüzünlü ziyareti yapmaktadırlar.

Kız annesine, oğlan babasına sorarlar anne neden ağlıyorsunuz, baba neden ağlıyorsunuz diye.

Anne, baba cevap verir:

“Bakın çocuklar yıllar önce ABD bu şehirlerimize atom bombası attı. Bakın orada benim babam, şurada annenizin babası, annesi ve kardeşleri yanarak can verdiler.

Sizler ağlamayın ve bu tarihi vahşeti hiç bir zaman unutmayın. Sizler Japon evlatlarısınız.”

29 Ekim Cumhuriyet Bayramını büyük coşku ile kutlarken, Atatürk’ün ölüm yıl dönümde hüzünlere bürünürken orada bir yer var...

Adı Çanakkale…

Bir devrin bittiği, bir devrin ve bir ulusun var olduğu yer.

Çoğu insanımız orada can verdi.

Geri dönmediler, dönmeyi de yeğlemediler.

Cumhuriyeti halkımıza emanet ettiler.

Bizler de çocuklarımızı alıp gidelim, her cephesini gösterelim.

Bakın çocuklar yedi düvel bir araya geldiler, büyük dedelerinizi bu topraklardan atmak istediler, başaramadılar.

Orada Mustafa Kemal Atatürk vardı.

Bir yanda yaşanan o güzel günler, bir yanda anılar, bir yanda dünler.

Onu yaşatacak neler var neler.

Bir gün gitmiş olsa bile hatırası yeter…

Çanakkale ile Nagazaki’nin, Hiroşima’nın ne farkı var?

Anlatalım getirelim çocukları Anıtkabir’e, Çanakkale’ye.

Cumhuriyeti kazandığımız tüm cephelere…