Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Trabzon Şube Başkanı Ali Kaan, güncel durumları değerlendirmek ve 16 Nisan’daki referandum ile ilgili görüşlerini paylaşmak için basın toplantısı düzenledi. Şehirler değerlendirilirken sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik üstünlüklerine bakıldığını belirten Başkan Kaan, “Trabzon’umuz hamdolsun bu vasıfları fazlası ile taşıyan bir ilimiz. Bu ilde doğmak, bu il de yaşamak ve yaşlanmak ve bu ile hizmet etmek benim ve tüm çalışma arkadaşlarımın gurur duyduğu bir durumdur. Bu anlamda, yönetimimiz olarak, genel merkezimizin faaliyetleri doğrultusunda, Trabzon’da yatırımları artırmak, iş hayatımızın sektörel bazdaki sorunlarını tespit etmek ve çözüm önerileri sunmak, Türkiye’de dünyadaki şubelerimiz ile irtibatlı olarak yaklaşık 11 bin civarında olan üye sayımızla ticaret yapmak devletimizin ve hükumetimizin uyguladığı ticareti geliştirici teşvikleri kullanmak, ülkemizi ve iş adamlarımızı yeni pazarlarla buluşturmak istemekteyiz” dedi. Trabzonlu işadamları olarak Trabzon’da, yatırım projeleri, eğitim projeleri ve ortak projeler gerçekleştirmeyi düşündüklerini dile getirerek, “Daha önceki yönetimimizdeki arkadaşlarımızla Sürmene’de kurduğumuz ve TKDK’dan alınan teşvikle oluşturulan 50 ortaklı süt hayvancılığı çiftliği bunlara örnektir” şeklinde konuştu. “Ülkemiz halihazır da parlamenter hükümet sistemiyle yönetilmektedir” diyen Kaan, “Bu sistem çoğu zaman hem ülkemizin içinde ve ülkemiz dışında yaşanan gelişmeler nedeniyle yönetim ciddi sorunlar yaşamıştır. Halkımızın hür iradesiyle seçilen hükümetler modern darbelerle devrilmiştir. Başbakan ve bakanlar idam edilmiştir. Darbelerle insanlarımızın yaşam tarzlarına müdahale edilmiş ve inançlarının önüne set çekilmiştir. Ülkemizin hazinesi boşaltılmıştır. Bu yetmezmiş gibi ihanetle sınır tanımayan hainler ve iş birlikçileri 15 Temmuz’da silahlarını halka çevirmişler ve milli irademizin temsil makamı meclisimizi bombalamışlardır. Bu olaylar sırasında 246 vatan evladımızı şehit etmişlerdir. İşte parlamenter sistemin çoğu zaman zorunlu kıldığı ve pazarlıklar üzerinden kurulan koalisyon hükümetleri, kısa süre görev yapabilmekte ve bu durum ülkeyi istikrarsızlığa sürükleyerek ülke içinde ve dışındaki düşmanlarımızın rahat çalışmalarına sebep olmaktadır. Göreve gelmesinde halkın söz sahibi olmadığı ve hesap verme zorunluluğu olmayan bürokrasi keyfilik içinde halka hizmeti yavaşlatmaktadır. Yasama, lider vesayeti altında tutulmakta, siyaset yandaşa hizmet etmenin, partizanlığın ve ötekileştirmenin bir aracı haline gelmektedir” diye konuştu. 16 Nisan’daki referandumda tercihlerinin ‘evet’ olduğunu kaydeden Kaan, “Ülkemizin ve devletimizin prangalardan kurtulması ve hızla yükselmesi için ülke yönetimlerimizin hızlı karar almalarını ve uygulamalarını sağlamak zorundayız. Bu zorunluluk devlet yönetiminde yasamanın, yürütmenin ve yargının bağımsız yapılanmasını, birbirini dengeleyerek zamanın şartlarına uygun ve hızlı bir biçimde faaliyetlerini sürdürmelerini gerektirmektedir. Bizler Nisan ayında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmek için yapılacak olan referandumun Demokratik Cumhuriyetimizin güçlenmesi ve vesayet odaklarından kurtulma yolunda atılan önemli bir adım olduğuna inanıyoruz. Ülkemizde, halkın özgür iradesine darbe vurulmasını, canlarımıza kıyan terörün olmasını, yönetimlerimizin istikrarsız olmasını, siyasette vesayet olmasını, yürütmede bürokrasinin olmasını ve yargıda hukuksuzluk olmasını istemiyoruz. Bu sebeple; devletimizin yeniden yapılanmasını ve halkın daha çok söz sahibi olması için, demokratik usul ve yöntemlerle seçilen ve her kademesinde halka hesap veren bir yönetim için, güçlü, çağdaş, bölgesinde lider ve dünyada söz sahibi olan bir Türkiye için, herkes için inanç ve düşünce özgürlüğü için, tek devlet, tek bayrak, tek vatan ve tek millet için, tercihimizin ‘evet’ olduğunu beyan ediyoruz” ifadelerini kullandı.