Tiyatro, toplumların kültürel ve sosyal yaşamında önemli bir yere sahiptir. Sanatın bu dalı, bireylerin düşünce ve duygularını ifade etme, toplumsal meseleleri tartışma ve farklı perspektifleri keşfetme imkanı sunar. 

27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, tiyatronun bu evrensel değerini kutlamak ve ona hak ettiği saygıyı göstermek için bir vesiledir.

Ancak Türkiye’deki durum, tiyatronun erişilebilirliği konusunda bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Ülkemizdeki 81 ilin sadece 25’inde devlet tiyatrosu sahnesi bulunuyor. Bu iller şunlardır:

*Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Adana, Trabzon, Diyarbakır, Antalya, Erzurum, Konya, Sivas, Van, Gaziantep, Kahramanmaraş, Elazığ, Malatya, Samsun, Çorum, Zonguldak, Denizli, Ordu, Edirne, Kayseri, Nevşehir, Mersin

Bu durum, ülkenin geri kalan 56 ilinde yaşayan insanların, tiyatro sanatından mahrum kaldıklarını gösteriyor. Tiyatro, bir toplumun kültürel gelişiminin ve yaratıcılığının bir göstergesi olarak kabul edildiğinden, bu eksiklik, söz konusu illerde yaşayan insanlar için büyük bir kayıptır.

Tiyatro sanatının daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi için, devlet ve özel sektör tarafından daha fazla destek sağlanmalıdır. Yerel yönetimler, sanatsever iş insanları ve toplum liderleri, tiyatro sahnelerinin kurulması ve sürdürülmesi için gerekli kaynakları ve teşvikleri sunmalıdır. Ayrıca, tiyatro eğitiminin ve amatör tiyatro topluluklarının desteklenmesi, bu sanat dalının geleceğini güvence altına alacaktır.

Tiyatro, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda eğitim ve sosyal değişim için güçlü bir araçtır. Tiyatro sanatının her ilde ve her toplumda yaşaması, Türkiye’nin kültürel zenginliğini ve çeşitliliğini daha da artıracaktır. 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, bu konuda farkındalık yaratmak ve tiyatronun toplum üzerindeki olumlu etkilerini genişletmek için bir fırsattır.