Trabzon yöneticilerinin uygulamalarında öyle bir gaflet ve vahşet varki; Demokrasi diye diye hep kendi gaflet ve vahşetlerini uyguluyorlar. Halka oyları gereği de hiçbir şey sormuyorlar. Bu nedenle eskiden Trabzon İş Bankasında memurluk yapmış olan rahmetli üstâd Necip Fâzıl KISAKÜREK; Demokrasiyi, “Dokuz delinin bir akıllıya galibiyeti” şeklinde tanımlamıştı..

Şimdi Trabzon’da hep böyle uygulamalar var. Bunlardan sadece bir tanesi bile felâketi göstermeye yeterli..

Trabzon denizi Belediyelerce doldurula doldurula bitirildi. Yitirildi. Özellikle Büyükşehir Belediyesi, demokrasiyi ve halk oylarını en fazla kötüye kullanan ve düşüren bir belediye. Çünkü halkın görüşlerini hiç sormuyor.

Trabzon halkı denizsiz hale geldi. Bilhassa Akyazı altında..

Trabzon Akyazı’da, Beşirli’de, Uzunkum’da şimdiye kadar böyle bir deniz çirkinliği gördünüz mü? Bu nedenle kendilerine Trabzon Belediyesi Kent Konseyi Emekliler Meclisi Genel Sekreteri olarak bir proje öneriyorum.

Proje şudur: Akyazı stadının arkasına yeni bir dolgu sahası açarak büyük ve güzel bir “YÜZME ADASI” yapınız. Tıpkı Giresun’un deniz adası gibi.. Bunun dört bir tarafındaki yufka yerler kumlansın, çakıllansın. Ortası ağaçlansın. Parklansın.. Büfelensin. Tesislensin. Süslensin. Bu âdeta bir Plâj adası olsun. Denizi kalmayan insanlar buraya yüzmeye gelsin.. Böylece yok edilen yüzme ihtiyacı karşılansın. Olmaz mı? Bal gibi olur.

Trabzon’da deniz kenarları halktan alınarak rant olarak yağmalanmış. Alınan Akyazı stat projesinin bin dönümlük sahasında bile iki yüz dönüm yere Büyükşehir Belediyesi tarafından danışma şirketi kurularak onay verildi. Hatta geçmişte kayıtlarda vardır, basın mensuplarının önünde bir basın toplantısı ile açıklanmış, danışma şirketi levhası da Beşirlide elektrik direğine asılmıştır. Eleştirimiz üzerini o şirketin adının üzeri sonradan yağlı boya ile kapatılmıştır. Yalan mı?

Tokinin ve Belediyenin danışacak mimar mühendisleri yok mu ki deniz sahası halktan alınarak danışma şirketi kurularak ona veriliyor?

Şimdi bu nedenle yok olan yüzülecek denizimizin yerine deniz içinde bir yüzme adası kurulmasını, şehir lağımlarının da buraya hiç bağlanmamasını istiyoruz.

Bunca bahriyeli askerleri doğuran, yetiştiren, şehit veren, gâzi yapan, anaların, kadın ve kızlarımızın, denize girmeye hakları yok mu?

Kadın dernekleri neden sessiz? KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi uykuda mı?

Nasıl bir Trabzon olduk?

Denizsiz Denizli ve Eskişehir bizim Trabzon’dan daha çok denize girebiliyor..

Bu denizsizlik Yüce Allaha ve Trabzonlulara reva mı?

Haşâ bu millete “Fâtih Trabzonu niye fethetti? Trabzonlular Rus işgalinden niye kurtuldu?” dedirtmeyin.