İnsanoğlu kendi yaşam mesafesini hiçbir zaman bilemedi. Bu bilinmezlik ucu açık bir teselli olarak bizim daima yaşama tutunmamıza ortam teşkil etmiştir. Bir bakıma yaradılış mantığı içerisinde herkes kendi dünyasını yaşıyor ve ebedî âleme göçüyor. Ve bu döngü bizim tabirimizle ezelden ebed'e sürüp giden bir yolculuk.
Bazen ister istemez, bilinç dışı, yani istem harici yaptığımız fevri tabirde, bu dünyaya neden geldik sorusunu sorarız kendimize. Bu ön bakış bize ait olmayan bir yönetimle alakalı olduğu mantığıyla hissimize boyun eğeriz. Tüm bu olgular, yaşam çizgimiz ile alakalı olduğu için yapacak bir şey yok düşüncesiyle hayata devam ederiz.
Süregelen bu yaşam ortamınızda ister istemez hayatın akışı içerisinde arkadaşlıklar kurarsınız ve yaşamın bize tanımış olduğu ortamlarda birliktelik edersiniz ister istemez. Acı tatlı geçen sürelerin ardından hayatın, doğal ve kaçınılmaz sonu ile de karşılaşırız. Yapacak hiçbir şeyimiz olmaz teselliden başka.
Maalesef bir bir ebedî âleme göç eden yakınlarımız, dostlarımız ve hayatın akışında arkadaşların gidişine hüzünlü bakarsınız çaresizce ve ümitsizce. Evet,b izim camiadan da ebedî âleme göç eden meslektaşlarımız oldu. Her biri ayrı bir değer olan bu arkadaşlarımıza en son eklenenler diğerleri gibi bu fâni dünyadan göç ettiler.
Yakın geçmişte Turgay Murtezaoğlu, Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu, Turgut Özdemir, Hikmet Aksoy ile kısa süre önce Harun Yavruoğlu'nu ebedî âleme yolcu ettik. Her biri bir farkındalık oluşturan değerlerimiz idi, herbirinin her arkadaşımız ile güzel anıları var, bu dostlukların bizim camiadaki farkındalığı gösteriyor. Harun Yavruoğlu ile kırk yılı aşkın bir sürede arkadaşlığımız var, mesleğini kamu hizmetinde, Türk Telekom, PTT kurumunda icra etti. Bu hizmeti süresince içindeki farkındalık onu şekillendirdi, görevde iken karikatür yapar iç dünyasındaki gizemi ortaya çıkartırdı.
1991 yılında Karadeniz Yazarlar Birliği kurulunca bu birliğe üye oldu. Karikatürün içerisine eklediği şairliği ona artı oldu ve bu camiada çok şair ve yazar ile hususiyet kurdu. Kamu kurumundan emekli olduktan sonra dostlarına çok zaman ayırdı.
Geçmişten gelen sevgi ve saygı ile kurduğunuz kardeşlik ölçüsü, Harun Bey'in Ortahisar’daki benim basın işletmemde zamanını geçirmesi ona bir adres oluşturdu.
Emekliliğinden sonra Taka Gazetesi onu bünyesine dahil etti, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'ne üye oldu. Ahmet Sancak'ın Harun Yavruoğlu'na gazeteye davetten sonra güzel çalışmalara imza atıldı. Zeki Sancak ve Yusuf Turgut'un gazetede onun zirve yapmasında etkili oldu. Gelişen ve gelinen noktada ülke dışına taşan vizyona sahip olan Harun kardeşim amansız hastalığa yenik düştü ve aramızdan ayrıldı. Evet, yılların arkadaşlığı, güvene dayalı dostluk ile geçen kırk küsur yıl. Mekanın cennet olsun kardeşim.
