Önümüzde Rahmet ve bereket ayı olan Ramazan ayı var. Çok değil sadece bir haftamız kaldı. Her birimizin 11 aylık dönemde geride bıraktığımız eksikliklerimizi tamamlamak ve de Allah’tan bağışlanmak için heyecanla beklediğimiz ayın adıdır Ramazan. Yardımlaşmanın, dostluğun, muhabbetin zirve yaptığı, insan olarak sorumluluklarımızın da daha çok farkında olmaya çalıştığımız güzel günler bizleri bekliyor. Masanın üzerindeki buğusu üzerinde çeşit çeşit yemeklere sabırla tahammül eden nefislerimizin terbiyecisi gibi sevinçle karşılayıp ve yine sevinçle uğurlayacağımız, Allah’ın kullarına lütfettiği muhteşem bir ay.

Sevinçle uğurlamak yanlış anlaşılmasın ondan kurtulmak için değil, dargınların, küskünlerin barışacağı, komşuların ziyaret edilip ikramların bölüşüleceği ve toplumsal kucaklaşmanın gerçekleşeceği “Bayram günlerini” karşılamak için uğurlamaktır. Kalplerdeki kirlerin, üç günden fazla birbirinden dargın durulamayacağı gerçeğinin bu ayın getirdiği güzellikler karşısında bir daha geri gelmeyecek şekilde uğurlandığı ve çocukluk günlerimizin en güzel anlarını hafızalarımızda hala canlı olarak taşıdığımız bayram günlerimiz. Tabi bu güzelliklerin taçlandırılması bu ay içindeki İnsani sorumluluklarımızın da yerine getirilmesi ile yakından ilişkilidir. Bu sorumluluklarımızın en önemlisi “İnfak” tır.

“Sana nereye(kime) infak edeceklerini soruyorlar. De ki: “İnfak edeceğiniz her bir şey, ana baba, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolcular için olmalıdır. Her ne iyilik yaparsanız şüphesiz ki Allah onu bilendir”(Bakara/215)

“Bu haliyle infak tam bir takva görüntüsüdür ve sahibinin duyarlı olduğunun en güzel göstergelerinden birisidir. İnfak, zekâtı, sadakayı, fitreyi, kefareti ve hayrı içine alan içine alan kapsamı geniş bir kavramdır ve İslam’ın sosyal hayatı düzenlemede ekonomik anlamda son derece önemli bir yeri vardır. Bu sebeple, çeşitli yönleri ile bu kavramı içermekte ve Müslümanlara bir infak ahlakı öğretmektedir. İnfak, kişiye bir servet ahlakı ve mal-mülk bilinci verir; mala sahip olanlar onu gerekli şekillerde ve doğru yere verebilirler; ancak mala ait olanlar malının kölesi olacakları için malını veremezler. Bir özlü söz vardır “Malını dağıtmayanları malı dağıtır” Son derece doğru olan bu ifade, Yüce Allah yolunda infak edilmeyen bir malın insanın başına bela olacağını öğretmektedir. İnfak kavramı “fakir Müslümanın gönlüne gizlice yol bulmak” demektir. İnfakta esas olan husus, onu muhatabın gönlü ve gururu kırılmadan gerçekleştirmek, kimsenin görmeyeceği bir şekilde fakire-fukaraya ulaştırmaktır”.

Yeri gelmişken burada şunu da ifade etmeliyiz ki; son yıllarda ekonomik durumların olumsuzluğundan olsa gerek, bazı insanlar muhatapları arayarak; zekât ve fitre talep etmektedirler ki biz bunu uygun görmüyoruz. Bu tür yardımlar bilindiği gibi kişinin en yakınından ve en fakirinden başlayarak çevreye doğru yapılırsa uygun olanıdır. Sipariş fitre ve zekât toplamayı doğru bulmamaktayız.

Ömrünüz bereketli, ramazanınız afiyetli, dostluğunuz güvenilir, sevginiz sonsuz, gönlünüz aydınlık olsun diyerek şimdiden bütün dostlarımızın ve Türklük âleminin ramazanı kutlu olsun diyorum.