SONNOKRA BERKANT PARLAK - Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 13 Şubat 2020 tarihli oturumunda itfaiye ile gündeme gelen konularda uygulamada bazı sorunların olduğu ilçe belediye başkanlarının açıklamalarıyla ve somut örnekleriyle ortaya çıktı. Bu sorunun ise Büyükşehir Yasası’yla ilişkili olduğu da ayrıca ifade edilirken söz konusu toplantıda Beşikdüzü Belediye Başkanı Uzun, Giresun’un Görele ilçesinde bir süre önce meydana gelen yangından söz ederek yaşanılan soruna ve olası tehlikelerine dikkat çekti.

Görele Belediye Başkanı Tolga Erener’in kendilerinden destek istediğini belirten Başkan Uzun “Biz de Büyükşehir Belediyesinin Beşikdüzü’ndeki birimini aradık. Bir süre sonra bize dönerek ‘yetkilerinin olmadığını’ söylediler. Sonra biz daire başkanına ulaştık ama ulaşana kadar zaman kaybettik. Bu konuda bir şey yapılmalı.” dedi.

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise saniyelerin bile can güvenliği açısından önemli olduğunu belirterek “Büyükşehir Yasası’nda eleştirdiğimiz hususlardan biri de bu. Yetkisi büyükşehirde kalsa bile sevk ve idaresinin kendi içinde kurumsal olarak oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Esas görüşüm onların yetkileriyle beraber ilçe belediyelerimize devredilmesidir.” ifadelerini kullandı.

Yaşanan tartışmalar ışığında Büyükşehir Yasası ve konunun teorik boyutunu Türkiye’de mahallî idarecilik alanında öne çıkan isimlerden olan Mahallî İdareler Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanı Halil Memiş’le konuştuk. İçişleri Bakanlığında uzun yıllar mahallî idareler kontrolörlüğü ve başkontrolörlüğü görevlerini sürdüren Memiş, bir dönem Doğu Karadeniz Belediyeler Birliğinin genel sekreterliğini de sürdürmüştü. Memiş, Beşikdüzü’nde Görele’yle ilgili yaşanan hadisenin inisiyatif sorunu olduğunu vurguladı. Bu sorunun Büyükşehir Yasası’na bağlamanın da pek doğru olmadığını aktardı. Memiş şunları kaydetti:

Ortaya çıkan olumsuz durumun nedeni Sayın Genç tarafından “Büyükşehir Yasası” gösterilmiş, sizce doğru mudur?
Öncelikle ifade etmemiz ve kabul etmemiz gerekir ki büyükşehir uygulamaları, büyükşehir olan yerlerdeki büyükşehir belediyesi ve büyükşehirle ilçe belediyeleri arasındaki görev dağılımı, özellikle 2014 yılından bu tarafa yoğun bir şekilde hem vatandaşlar hem akademik olarak hem de adı geçen belediyelerin yöneticilerince tartışılmaktadır. Belediyelerin etkin ve hızlı bir şekilde görevlerini yerine getirmeleri, şartlara göre nasıl yapılandıklarına, karar verme süreçlerini ne derece hızlı ve olayların niteliğine göre inisiyatif alarak yönettiklerine bağlıdır. Belediyecilikte esas olan, hizmetlerin yerinden, vatandaşa en yakın şekilde ve olabildiğince süratle yürütmeleridir.

HIZLI KARAR VERİLMELİ
Bunun için yürütülecek bazı görevlerin yetkilerinin büyükşehirlerde ilçe belediyelerine bırakılması çözüm olabileceği gibi, büyükşehir belediyesinin de yöresel ihtiyaçları, demografik ve coğrafik özellikleri dikkate alarak bir yapılanma oluşturması gerekmektedir. Bu manada sahada dengeli teşkilatlandığınız ve büyükşehir belediyesi olarak ilçe birimleri oluşturup onlara gerekli inisiyatifi bırakarak hızlı karar verme süreçlerini işlettiğiniz takdirde bu hizmetin ilçe belediyesinde veya büyükşehir belediyesinde olmasının hiçbir önemi yoktur.

Mevcut olayla ilgili olarak destek talebinin başka bir il sınırları içerisinden gelmesinin de olumsuz sonucunun olduğunu değerlendirmek gerekmektedir. Aynı sorun, itfaiye ilçe belediyesine bağlı olması halinde de mümkündür. Mesele kurum içi iletişimi hızlı sağlama, inisiyatif kullanıp erken karar verme ve uygulama meselesidir. Yani bu münferit olayda, sorunu büyükşehir sistemine bağlamak çok da doğru olmayacaktır.

İtfaiye birimi, kendi içinde karar alma mekanizmasını geliştirebilecek müstakil yahut özerk bir kurum hâline getirilmeli midir? Bu, sorunu çözer mi?
Bu konu 3-4 yıl önce de gündeme gelen, hatta farklı teşkilatlar bünyesinde bulunan itfaiyelerin tamamının AFAD bünyesine alınması, konuşulan bir konudur. Siz eğer, karar alma mekanizmalarını hızlı yürütür, gerekli yetki devrini yapar ve inisiyatifi tanır ve hiyerarşik iletişimi sağlıklı ve hızlı yürütür iseniz itfaiye teşkilatının müstakil veya büyükşehire bağlı bir daire başkanlığı şeklinde olması arasında hiçbir fark olmayacaktır. Hatta yangın anında fen işleri, sağlık hizmetleri gibi belediyenin bünyesinde bulunan diğer unsurların d a harekete geçirilebileceğini dikkate alırsanız, büyükşehir bünyesinde yürütülmesinin sakıncalı olmayacağını görürsünüz. Mesele, hızlı karar verilmesi gereken yangın gibi afet hâllerinde teşkilat çalışanlarının buna hazırlıklı olması, daha önce bunun senaryolarının yapılıp deneyimlenmiş olması ve olay vukuunda da hemen harekete geçilmesi meselesidir.

BÜYÜKŞEHİRDE ETKİN
Mesele il bütününün coğrafyasının, kent yapısının, yapılaşma yoğunluğunun, yangın çıkma potansiyeli olan alanların çok iyi bir analize tâbi tutulup tutulmadığı ve buna göre bir teşkilat yapılanması yapılıp yapılmadığıyla ilgilidir. Bu belirttiğimiz hususlar dikkate alınarak yapılacak bir analizle il genelinde oluşturulacak itfaiye merkezleri ile bu merkezlere potansiyeli karşılayacak araç, gereç, yeterli ve yetkin personeli yerleştirdiğiniz, gerekli koordinasyonu ve iletişimi sağlayacak mekanizmaları oluşturduğunuz takdirde, bu hizmetin büyükşehir bünyesinde yürütülmesinin daha etkin bir hizmeti getireceği kaçınılmazdır.

Nüfusu çok küçük olan belediyelerde, yıkık dökük, hortumu dahi bulunmayan itfaiye araçlarının göstermelik olarak bulunduğu, yeterli ve yetişmiş personelin ise hiç bulunmadığı küçük belediyeleri tecrübe etmiş bir toplum olarak, mevcut yapının daha sağlıklı işlemesi için gayret etmeliyiz.

Trabzon gibi zor bir coğrafyada merkeze mesafesi olan ilçelerde itfaiye birimi olmadığından birçok yangında ulaşım, zaman gibi sorunlar yaşanmıştır. Bu sorun nasıl aşılmalıdır?
Tonya, Şalpazarı, Köprübaşı, Hayrat ve Düzköy gibi coğrafik olarak uzakta olan belediyelerimiz, aynı zamanda malî açıdan da zorluğu olan belediyelerimizdir. Bu belediyelerimizin, bu imkânlarıyla dört dörtlük faaliyet gösterebilecek tam teşekküllü itfaiye birimi oluşturmaları mümkün değildir. Bu nedenle büyükşehir belediyesinin ulaşım ağını da dikkate alarak belli bölgelerde oluşturacağı itfaiye merkezleri hem daha güçlü olacaktır hem de daha sağlıklı sonuçları doğuracaktır. İtfaiye merkezlerinin illaki ilçe merkezlerinde de oluşturulması gerekmeyecektir, birçok yere erişim kolaylığı olan farklı yerleşimler seçilerek itfaiye müfrezeleri oluşturulması söz konusu olabilecektir.

İRADE EKSİKLİĞİ
Bir tespitle bitirmek ve bu tespitimin sadece Trabzon özelinde değil, genel olarak söz konusu olduğunu belirtmek isterim. Hizmetlerdeki aksamaların temel sebeplerinden biri hukukî düzenlemeden öte yönetim kaynaklı irade eksikliğidir. Kademesine bakılmaksızın çözüm için inisiyatif alınmaması veya yetki devri yapılarak inisiyatif tanınmaması, hızlı karar verilememesi ve koordinasyon eksikliği genel idare sorunlarımızdır. Bu sorunları aştığımız, yetkin ve yeterli personelle yönetim kademelerini doldurduğumuz takdirde birçok sorun çözülecektir. Yoksa şuna mı bağlı olsa, buna mı bağlı olsa, müstakil bir kurum mu olsa benzeri tartışmalar, bu hususlar çözülmediği sürece beyhudedir.

HABER YORUM
Komşu ilin bir ilçesinde yangın çıkıyor. O ilçenin belediye başkanı, komşu fakat farklı bir ile ait ilçenin belediye başkanından yardım istiyor. O şehir de büyükşehir olduğu için ilçe belediye başkanı itfaiye üzerinde yetkisiz kalıyor. Buna rağmen bir başkan olarak talimatta değil, ricada bulunuyor. İtfaiye amirliğinin yetkilileri (!) "Bizim yetkimiz yok, yetkililerimize ulaşın." diyor. Bu sırada yangın yanmaya devam ediyor. Oradaki itfaiye yetkilileri yangına gitselerdi kim onlara “Niye gittiniz? Gitmemeliydiniz.” derdi? Peki, bu inisiyatifi bile alamayacak kişilerin ülkemize, şehrimize katkısı ne olabilir? Bu konu aciliyet gerektiren mühim bir konudur. İtfaiye teşkilâtı gözden geçirilmelidir.

Editör: Haber Merkezi