" Bi yerlerden yardım alıyorlar”
“ Bu yıl şampiyon yapılacaklar”
“ Hakemleri de arkalarına alacaklar”
Bu cümleler ligler başlamadan Trabzonspor için söyleniyordu, hatırlarsınız.
Trabzonsporluların yedisinden yetmişi söylenenlerden rahatsız oldu, kabullenemedi, kendine yediremedi..
Sonuna kadar haklılar. Çünkü Trabzonsporlunun yalanla-dolanla- dalavereyle işi olmaz!
Oysa amaç Trabzonsporluların kafasını bulandırmak, dikkatini başka yerlere çekmekti.
 
***

Biz de her Trabzonsporlu gibi bu söylevlerden rahatsız olduk.
Araştırma- sorma imkânımız olduğu için kafa bulandıran mevzuların cevabına kısa sürede ulaştık.
İyi de yalan-dolan-dalavere ve bunun bir alicengiz oyunu olduğunu nasıl duyuracaksınız?
Elimizden geldiğince bazı TV ve radyo kanallarında anlattık, bu köşede izah ettik.
Gerçi etiniz belli, budunuz belli. Bir başka ifadeyle ulaşacağınız kitle belli. Sesinizi ne kadar duyurabilirsiniz ki?
Zamana bırakıyorsunuz tabi ki..
 
***

Liglerin başlamasıyla hakemlerin Trabzonspor’u nasıl doğramaya başladığını cümle alem gördü. (Bu kıyım kupada da devam etti)  “Hakemleri de arkalarına alacaklar” savsatası böylelikle çöpe atılmış oldu.
Dolayısıyla “şampiyonluk” kelimesi de ligin başında otomatikman ortadan kalkmış oldu.
 
***

Bu defa “Yardım mı alıyorlar?” sorusu, korsanlar ve defineciler diliyle sorulur:
 “Gömü mü buldular?”
Halbuki Trabzonspor’un parayı nerden aldığı, geri ödemelere ne zaman başlanacağı (2017) defalarca duyurulmuştur ve de anlatılmıştır.
Sen istediğin kadar anlat, seni dinleyen, sana inanan kim?
Adam, hırsıza, arsıza, üçkağıtçıya inanır, dürüst olan da deveye hendek atlatmak istemesi gibi 7/24 yalvarır! Onun gibi bir şey işte..
Konu açılmışken, Trabzonspor’da ekonomik sıkıntı; geri ödemeler başladığında kendini gösterecektir.
 
***

Gelelim yeni kurulan takıma..
Trabzonspor’un iyi bir kadrosu var. İyi bir ön liberosu olmasa da..
Bu takımın iyi ve de takım oyunu oynayabilmesi için zamana ihtiyacı olduğunu defalarca söyledik. Hatta yeniden kurulun takımların ilk yılında şampiyon olmalarının mümkün olamayacağını, olursa dünya futbol tarihinde bir ilk olacağını, ilk yılda şampiyon olması için camiada birlik beraberliğin sağlanması, tribünlerin doldurulması gerektiğini, böyle bir durumda “Trabzonspor’un şike yaptıracağını” da söylemeyi ihmal etmedik.
 
***

Trabzonspor’a kuyruk acısı olanlar, Trabzonsporluların kafasını karıştırmakta gayet başarılılar.
Ya, “benim olsun, küçük olsun, benim olmazsa başkasına haram olsun” zihniyetindekiler ve öğrencilik dönemlerinde her yıl matematiğe çift dikiş attıranlar?
Onlar da farklı hesaplar peşindedir:
“ Şu futbolcu sakat, bu oyuncu şöyle, o oyuncu böyle.. Halihodzic hoca mı? Trabzonspor defans oynamaz.. Waris topçu mu? Yatabare de kim? Cardozo, Trabzon’da mutsuz? Constant her idmanda kavga yapıyor?” 
En son balıklama dalınılan mevzu da, ulusal basının servis ettiği “Bosingwa İstanbul’da alem yaptı” haberidir.
 
***

Böyle bir ortamda, stresi çok olan yerde kaç futbolcu ve kaç takım başarılı olur-olabilir?
Hangi futbolcu gerçek kimliğini sahaya yansıtabilir?
Veya dünyada başka bir örneği var mıdır?
Evet, Trabzonspor’u yönetenler yanlış işler yaptı, yapıyorlar da.. Zaten olacakları-olası yaşanacakları kongre öncesi anlatmıştık. Bu köşenin yazarı geçmişe reçete yazmayı, olacaklara-yaşanacaklara papatya falı açmaya sevmez! 
Zamanı geri getirecek ilaç olmadığı, Trabzonspor’un daha fazla zarar görmemesi için geleceğe bakmak lazım.
Birileri haksız oldukları davada birliktelik örneği sergilerken, Trabzonspor’da sağlanacak birlik-beraberliğin getireceği/doğuracağı sonuçtan kimsenin rahatsız olmaması, aksine gurur duyması gerekir.
Aksi olursa ne mi olur? Sonuç kaçınılmaz olur.
 
***

Trabzonspor aleyhine yapılacak sert eleştiriler, futbolcuları yerden yere vurmalar, Trabzonspor’un yanında olmamak, Trabzonspor’un başarılı olmasını istemeyenlerin değirmenine su taşımaktan başka bir şey değildir.
Sonra da “Trabzonspor niye böyle?”
Daha ne olsun; sen kendi kuyunu kazdığının farkında değilsen hala..
Trabzonspor’un iyi olmasını istemiyorsan, renklere değil de kişilere aşıksan o başka!