Son on yılda Trabzonspor takımı bu yıl olduğu kadar şampiyonluk yolunda hiç bu kadar gerçekçi olarak aday olmamıştı. Bu yıl İstanbul’un malum üç büyüklerinin hali ortada iken bu fırsat hiç kaçmazdı.

Bu yıl taraftar da büyük bir heyecan ve beklenti ile adeta kendisini şampiyonluğa entegre etti. Fakat ne yazık ki harcanan bazı değerler yanında “Daha iyidir” mülahazası ile alınan bazı yabancılar daha iyi olamadığı gibi mevcut kendi değerlerimiz de kaybetmemize sebep oldu. Buna bir türlü akıl erdirmek mümkün değil. Sanki bir el geçen yılların yetiştirdiği 7-8 altyapı ve Türk genç oyuncularını şu veya bu bahanelerle adeta sildirmeye uğraştı. Son haftalarda türlü zorluklarla kurulan, şahs-ı nev’ine mahsusu Trabzonspor gitti yerine bir yabancı ucube bir takım geldi. Geldi de, silinen bizim çocuklardan da iyi tarafları olsa gam yemeyeceğiz. Trabzonspor’a gerçekten bidayette çok faydalı olan fakat geleceği konusunda hiç mi aşina bir göz, otuz beşlik Sosa, Pereira ve otuz üçlük Novak ‘ın bu maratonu nasıl bitireceğini düşünemez?

Bakın, BJK maçında orta sahanın halini de gördünüz. Bundan sonra muhtemelen daha da kötü olacak. Hadi o zaman Hüseyin delikanlı ise Sosa’ya bilmem hangi dakikada “Gel dışarı” desin bakalım.

Sen geriden Hüseyin Türkmen’i ve Abdulkadir Parmak’ı kes adamların neslini kurut yerine oynattıklarına bak. Bir de “Sturridge” diye bir garabet oyuncu türemiş ki dostlara şenlik. Adam adeta millete Tuz yalatıyor.

Canı isterse idmana, isterse maça çıkar, çıksa da bir halt etse o da yok. Ortada ses yok görüntü yok. Beyimiz bugün yarın oynayacak derken aldığı milyon Eurolar cukkaları cebe indirdi , ama onun sırtından komisyonları götüren aracılar ise oynamış oynamamış umurlarında değil, hayatlarından memnun . E şimdi dönelim yine Ünal meselesine. Ünal’a bu yönetim ve malum eşhas neden kapıyı gösterdiler?

El-Cevap;“ Sturridge’yi neden oynatmıyorsun?” diye, değil mi? Peki şimdi en önemli maç olan BJK maçında bu beyzade –sözüm ona- oynadı(!). Bazıları bir ümitle ona bağlandı, ama sonuç fos. Hüseyin Çimşir ona 60 dakika – resen- kendi geleceğine binaen sabretti. Şimdi bundan sonra da oynatsın da görelim. Bir de beyzade çalışsın, nazlanıp oynasın diye İngiltere’den sözüm ona yabancı hem de (Garip ama) yardımcı hoca(!) getirildi. Be birader bu ilde bu mesleğe soyunmuş bir sürü antrenör var iken Hüseyin’in başına amir mi getirdiniz yoksa yardımcı mı?

Benim anladığım, akşama sabaha Hüseyin de yolcu bu yardımcı hocamız(!) alevera dalevar nöbete…gibi me geliyor.

Bir de bana şimdi birisi çıksın da bu Guilherme’nin bizim Abdulkadir veya Yusuf’tan daha iyi olduğunu sahadaki oyununa bakıp iddia etsin bakalım. Lâfla değil, oyunla. Yazık, eğer bu yıl bu şampiyonluk treni kaçarsa bu yönetim bunun hesabını veremez, bu gariban taraftar ortalığı yıkar, demedi demeyin.