Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı bu yıl da ülkemizde coşku ile kutlandı.

Her ne kadar Covit 19 aramıza girse de bu anlamlı günde “küçükler sevindi, büyükler övündü.” Bu güzel bayramı herkesle birlikte kutladık.

Aklıma hemen çocukluğumuz geldi. Söylediğimiz şarkılar, okuduğumuz şiirler ve yapılan kutlamalar. O zaman öğrenmiştim bu güne çocuk bayramı dendiğini.

Ülkemizin kurucu lideri Atatürk’ten armağan olduğunu ve başka hiçbir ülkede kutlanmadığını, bizimle birlikte dünya çocuklarına da armağan edildiğini işte o zaman öğrendim.

Siyah beyaz televizyon ekranlarında gördük ilk defa yabancı ülke çocuklarını 23 Nisan sayesinde. Farklı kültürlerle tanıştık. Çok coşkulu bir şekilde kutladık her zaman 23 Nisanları. Her tarafı bayraklarla süsledik: okulları, evleri, sokakları...

İçinde bulunduğumuz zor süreç 23 Nisan’ı daha anlamlı kıldı sanki. Sadece çocuk bayramı deyip geçmeyelim. Aynı zamanda bir milletin bayramı. Egemenliğin millete ait olduğunun aklımıza mıh gibi kazındığı, başka bir çıkar bir yol olmadığının dünyaya haykırıldığı bir gündü. Hangi şartlar altında meclisin toplandığı ve nasıl bir fotoğraf ortaya çıktığını unutmamak lazım.

Gazi Meclis bu anlamlı günde tüm zor şartlara rağmen toplanmayı başardı. Tıpkı ilk günkü heyecanla güne başlandı, oturum yüz yıl önceki duygularla açıldı. Yüzlerdeki maskeler heyecanlara ve duygulara engel olamadı.

Herkeste Ulus’taki İlk TBMM’nin açılış coşkusunu gördüm.

O gün de şartlar zordu bugün de. Zorluklar bizi bir araya getiriyor, tek yumruk yapıyor. Daha bir duyarlı hale getiriyor. Bunu bir kez daha yaşadık.

Günümüzün vazgeçilmezi sosyal medya bugün adeta kırmızı beyazdı.

Dünya iki renkten ibaret günlerdir: Ak ve al.

Diğer renkler bayrağımızın renklerine, buyurun dünya sizin, dediler.

Mekanlar kırmızı beyaz, kıyafetler kırmızı beyaz, gökyüzü kırmızı beyaz...

Çocuklar bayramın coşkusunu doyasıya yaşadılar. Bayramı evde yaşadık. Belki gelenekselleşen bazı anılarını yaşayamadılar, hiçbir göreve vekalet edemediler ama ülkemizin gelecekteki sahipleri olarak biz buradayız, bu bayram bizim, gelecek bizim, o makamlar bizim asıl vekalet eden sizsiniz, dediler.

Ülkemizde sokağa çıkma yasağı vardı ama hiçbir şey milletimizin bayram coşkusunu egemenliğini ilan etmenin “devri asrını” kutlamasına engel olamadı. Ülke genelinde yapılan muhteşem bir organizasyonla necip milletimiz bayraklarla süslediği balkonlarına ve pencerelerine aynı saatte çıkarak seksen iki milyonluk bir koro oluşturarak İstiklal Marşı’nı okudu.

Dünyada eşi benzeri olmayan bir koro oluştu milli egemenliğin gücüyle.

Bir kez daha cümle alem gördü ki yüz yıl önce bugün açılan bu meclis, sonsuza dek kapanmayacaktır.

Nice 100 yıllara.