“Kadınlar evrene açılan kapımız.”
Büyük bir manşet oluşturun kafanızın içinde ve şöyle yazın: “Modern bilgisayar yazılımını icat eden Margaret Hamilton insanlığı aya taşıdı.”
Peki, kimdir bu evrenin keşfine bizi taşıyan insan?
Sistem mühendisi, bilgisayar bilimci Margaret Heafield Hamilton çalışmaları sayesinde Apollo 11’in aya inişi sırasında ortaya çıkan sorunu çözüp, görevin iptal edilmesini önleyerek tarihe damgasını vurmuş bir bilim kadınıdır.
Apollo 11 görevinde, aya İniş Aracı’nın aya inmesine 3 dakika varken bilgisayarların birçoğu uyarı vermeye başladılar.
Yazılımını bizzat kendi yaptığı hata ayıklama programı sayesinde ay görevi başarı ile tamamlanmış ve karmaşık bir bilgisayar hatası nedeni ile aya iniş görevinin iptal edilmesini engellemiştir.
Hamilton, Apollo 11’in ay görevi için 145,000 satırlık Assembly kodunu tasarlamış hem kendi yazmış hem de yazan ekibi yönetmiştir. O dönemdeki teknoloji ile bu kadar önemli bir kodun hatasız yazılmış olması onu tarihin altın sayfalarına yazdırdı.
Bir kadın insanlığı uzaya taşırken dünyanın birçok yerinde kadınların evdeki görevleri tartışılıyordu.
Daha da kötüsü 1969 yılında birçok ülkede kadının adı bile yoktu.
Aile, toplum, medeniyet ve bilim başlıklarından sadece kadının aile içi görevlerinde kahramanlaştırırken geri kalan bütün başlıklarda nelerin gerisinde kaldığımızın farkına varmakta sınıfta kaldık. 
Bu durum geri kalmış toplumlar açısından hegemonyanın zaferi kabul edildi. Ama ulusların mücadelesinde sınıfta kalındığının farkına vardığımızda kaybetmiştik.
Bilim, hangi toplum olursa olsun kadından ne kadar faydalandığını önemser ve bu farkındalığı o toplumda bilimi diğerlerine göre daha gelişmiş kılar.
Aziz Nesin şöyle der: “Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük bir hale getirir.”
Aydın Boysan şu sözlerle destekler: “Erkeklerin dünyayı ne hale getirdikleri belli. Gelecekte daha güzel ve doğru yaşanan bir dünya yaratılması için tek umut, kadınların eşit haklara egemen olduğu bir yaşama düzeninin kurulmasıdır.”
Margaret Hamilton bize kadınların sadece bu dünyayı keşfetmemizde değil, bütün kainatı görmemizle de öncü olduğunu anlamak için daha ne kadar ileri gidecekler bilmiyorum ama bilim ve aklın her zaman kadının yanında olacağına eminim.
Güçlü kadın portrelerinde görmemiz gereken cinsiyet değildir.
Çünkü aklın cinsiyeti yok.
Bir kadın, bir insan sizi oturduğunuz yerden evrenin bütün gizlerini gösterecek kadar ileriye taşıyabilir.
Üstelik bunu sizin ne kadar geriye gittiğinizi önemsemeden insanlık adına yapar.
Kadınlara dünyada bir parça verdik.
Onlarda bize evrenin keşfetme fırsatı verdi.
Teşekkürler Margaret.