Yıllar evvel mahallelerde, sokaklarda, o küçücük yollarda, kumun bile olmadığı sahalarda futbol kültürünü oluşturan Trabzon çocukları artık yavaş yavaş teknolojinin esiri olmaya, başka alanlara koşmaya, bu kültürden iyice uzaklaşmaya başladılar.

Yetenekli olanlar, ailesi futbolcu olsun diye tutturanlar, kilo problemi yaşayanlar ve sosyal anlamda eksik görülen çocukların aileleri kulüplere aidat verip, onları amatör takımlara yönlendirilerek geliştirmeye çalışmaktadır. Haftada sadece 2 idmanla ne kadar yol katedilebilir ki... Maalesef sadece idmanla kısıtlı kalan çocuklarımız iyi desteklenmemekte ve gelecek adına bizlere ışık vermemektedir.

Eskiden futbol topunun sesinden rahatsız olan komşular artık bu sesi hiç duymaz oldular. Bu toprakların yetiştirmeye çalıştığı fidanlar yavaş yavaş yok olmaya, sararmaya başladı.

Bu şehre futbolcu fabrikası gözüyle bakıldığı ve bu futbolcu fabrikasının yarın öbür gün duracak olma ihtimali, bununla beraber kendimize yetecek olamamamız korkutucu.

Akıl ve yeteneğin yetmediği, vücudunda da fiziksel olarak hazır olması gereken bir ortamda, Trabzon amatör takımlardaki çocukların üzülerek söylüyorum çok geride kaldığını gözlemledim.

Ailelere beslenme anlamında rehberlik edip, çocukları bilinçli ellerde fiziksel olarak geliştirip, futbol teori dersi üzerine çalışmalar yapıp etütler vererek en azından elimizdekileri kurtarsak diyorum.

Bu duruma başta Trabzonspor takımı olmak üzere tüm yerel yöneticiler, şehrin futbol duayenleri biran evvel çözüm bulmalıdırlar.

Unutmayalım ki; Dünya futbolunda, maddiyatın çok önemli olduğu bu platformda tutunabilmek için oyuncu yetiştirmek olmazsa olmazdır.

Peki bizim kulüp çok mu zengin? Hayır tabii ki, o zaman ne edeceğiz daha bilinçli, daha hazır futbolcular yetiştireceğiz ki tutunacak birçok dalımız olsun...

En çok bolluk getiren yağmur alın teridir.

Emek vermeye devam.