Afganistan’da kaçırılan “Ukrayna Hava Yollarına” ait uçağın “Kara Kutusuna” ulaştım. Cumartesi okurları için deşifre ettim. Dünya basın tarihinde bir ilk. Coşkun Aral ustam okusa gözleri dolar, “Bu nasıl gazetecilik aman Allah’ım.” der. 

Pilotun kalkış anonsu

“Merhaba sevgili yolcularımız Kiev’den kalkan uçağımız Afganistan’ın Kabil şehrine iniş yapacaktır. Taliban güçleri “Amarika” ile anlaştığından dolayı ülkede her yeri ele geçirdi ve burada bulunan Ukrayna vatandaşlarının genel güvenliği söz konusu. Bu nedenle bölgeye gidiyoruz. Askerlerimizle birlikte oradaki vatandaşlarımızı alarak ana yurdumuz olan Ukrayna’ya geri geleceğiz. Uçuş süremiz 4 saat 15 dakikadır. Afganistan’a varışımızda yerel saat 15.30’dur. İyi yolculuklar.”

Pilotun iniş anonsu

“Uyanın millet aşağıda cümbüş var. Pistte Afgan halkı top almış çift kale futbol maçı yapıyor. Yan tarafta bulunan uçakların üstlerine çıkmışlar maç izleyenler var. Acaba nere insek yahu. Yahu nere indirsek bunu şimdi. Kule kule cevap ver ben Ukrayna hava yolları pilotu Alexandır Ucanova.

(Ses yok)

Kule kule

(Ses yok)

Kule kule ben havadaki uçağı süren pilot Alexandır.

(Ses yok)

La kule ben geldim ben, bu kadar yol geldik, bir hoş geldin der adam.

(Ses var)

KULE-

Aleykümselam. Kardeş adam bir selam verir yahu. Kule kule nedir. Selamünaleyküm der, ben geldim Allah misafiriyim beni huzurunuza alın der.

PİLOT– Anlamadım, bu ilk iş gününüz herhalde? Dünya’da havacılık dili diye bir şey vardır.

KULE– Yahu dur ya! Sana demeyi unuttuk. Bizde rejim değişti de kardeş! Bundan sonra geldiğinde Afganistan hava sahasına girmeden önce uçağı İran’a ya da üstten geliyorsan Özbekistan’a indireceksin, yolcular abdest alacak, tabi sende alacaksın, sonra yeniden havalanacaksınız ve Kabil hava sahasına girdiğinizde öyle “kule, kule" yok. "Selamünaleyküm ben huzurunuza inebilir miyim" diyeceksiniz. He unutmadan, Hindistan tarafından gelenleri kabul etmiyoruz. İneğe tapılan yere giden insan mundar olur.

PİLOT – Biraz yavaş söyle yazamıyorum yapacaklarımı.

KULE – Kara kutuda vardır ses kaydı oradan çözersin.

PİLOT – Okey. Acaba nereye ineceğim arkadaşlar pistte çift kale maç yapıyorlar.

KULE – Ya! Sorma uzatmadalar şu an havada bir tur at gel. Çok heyecanlı kesmeyelim yarıda. Çocuklar da yoruldu malum Afganistan sıcağı.

PİLOT – O zaman bir tur atayım da döneyim. Kara kutu uçuş süresi sesleri gelir. Ukrayna askerleri birbirleriyle Rusya Ukrayna meselesini konuşmaktadır. Pilot kabin görevlilerine sulanır. Birkaç tur atarlar Afganistan’ın üzerinde.

KULE – Zındık

(pilottan ses yok)

Zındık

(pilottan ses yok)

Kime diyorum Zındık

(pilottan ses yok)

Ukrayna uçağı.

PİLOT – Buyur hacı abi.

KULE – Tamam şöyle alt tarafa doğru in piste! Birazdan yağlı güreş gösterileri olacak, acele et seni bekliyorlar.

PİLOT – Tamam hacı abi. Maç kaç kaç bitti Hacı abi.

KULE – Talibanspor son dakikada gol attı Conileri yendi 1-0

PİLOT –

(Dışarı yolcu anons)

Sevgili yolcularımız, biraz gecikmeli olsa da Kabil havaalanına alçalışa geçiyoruz. Sizlerden özür dileriz. Afganistan’ın takımı Talibanspor ile ABD donanmasına ait Conispor arasında pistte futbol karşılaşması vardı. Maalesef müttefikimiz ABD temsilcisi son dakika yediği gol ile karşılaşmayı kaybetti.

(Yolcu Ses)

Yapma yaaa. Defansa İngilizleri alsaydılar böyle olmazdı.

Uçak piste teker değdirdi.

Etrafta millet birbirini kovalıyor, kimi yağlanıyor güreş yapacak kimi kişiler ise, ABD uçağının kalkmasını bekliyor.

Ukrayna kurtarma heyeti de uçağın penceresinden onları izliyor.

PİLOT – Tamam, şuraya park edeyim. Hacı abi.

KULE – Buyur zındık.

PİLOT – Dışarıda bir adam bana gel gel yapıyor bu nedir?

KULE – He bizim yer görevlisi parkına yardımcı oluyor

PİLOT – Anlamadım hacı abi.

KULE – Sen de uçağa geri vites sensörü takmadın taksaydın zorlanmazdın.

PİLOT – Arkadaş nereye indik yahu.

KULE – Kabile sen başka yer mi bekliyordun?

PİLOT – Telsizi kapatmadık. Neyse şimdi doğru elçiliğe gidelim kimler alınacaksa alır döneriz. Haydi kızlar.”

[Ukrayna heyeti elçiliğe gitmek için yola çıkar. Uçak tamamen boşalır. Kapıyı kilitlemezler. Bu sıra pistte duran 250 Afganlar uçağa gelir.]

PEŞTUN – Ben sürerim bunu topraklarım.

AFGAN – Nasıl yani?

PEŞTUN – Binin, binin kapısı da açık.

–KARA KUTU SESLERİ TEKRAR –

PEŞTUN – Herkes sağa sola yayılsın eşit oturun koltuklara. Bu ne ya herkes sağ tarafa oturmuş sol boş, uçak sağa tartar kalkmaz devriliriz biraz sola gidelim “lüftennnn”

AFGAN – Bunu da pilot ettik ya başladı nazik konuşmaya. Kardeş ben sola oturmam. “Hökümedimiz” solu yasaklamıştır.

PEŞTUN – Lan “Hökümet mi kaldı?”

AFGAN – Ben oturmam “gardaş” sol bozuktur.

PEŞTUN – Bir şey diyecektim sanki “Heç” sol görmüş. Tövbe tövbe, sinirlenmeden kaldırayım şunu da gidelim. Kapıyı kapattık mı tamam.

PEŞTUN

(ANONS)

Sevgili Peştun kaçış yolu yolcuları şu anda nereye kalktığını bilmediğiniz ve nereye konacağımızı benim de kestiremeyeceğim bir yolculuğa başlıyoruz.“Lütfen” şalvarlarınızı bağlayın emmioğulları gelmeden “tüyek.”

[Uçak Hareket Sesleri]

KULE – Zındık.

PEŞTUN – Bana mı dedin kule.

KULE – Sen kimsin?

PEŞTUN – Ben peştun.

KULE – Lan bıraksanıza milletin uçağını, başımıza Ukrayna’yımı saracağınız bir de. Zaten sizin yüzünüzden “Amarika” ile 20 yıl mücadele ettik.

PEŞTUN – Az bir dakika kule. Ben neyi çekince bu havaya kalkacaktı.

KULE – “Çıbıkı” yukarı kaldır.

PEŞTUN – He tamam. Ağada kaldırdım.

KULE – Lan uçak neden sağ, sağ gidiyor.

PEŞTUN – Solu kullanmak yasaktı ya ülkede, 250 kişi sağ tarafta duruyor üst üste sol boş. Hani yarısı geçse rahatlayacaklar ama nerede.

KULE – Bir yere çarpmayın uçağı, dikkatli gidin. Yeni geçirdik ülkeyi ele paramız yok tazminat ödemeyelim.

PEŞTUN – Tamam canım.

[Afganistan Ukrayna Büyükelçiliği cam kenarı Ukraynalı pilot kendi uçağını havada görür.]

PİLOT – Aaa ben gidiyorum?

ELÇİ – Nere gidiyorsun?

PİLOT – Baksana bizim uçak gidiyor Elçi abi.

ELÇİ – Sen buradaysan uçak nasıl gidiyor.

PİLOT – He valla! Ben de onu diyecektim.

[Uçak kaybolur]

Uçak kara kutusu

PEŞTUN

(Anons) -

Lan şuradan biri gelsin “çıbıkları” tutsun bir şey soracağım.

(Kimse gelmez)

La nere gidelim bari onu deyin.

AFGAN –

(Kabinin kapıyı çalar)

PEŞTUN – Gel yavrum.

AFGAN – Halk “Amarika’ya” gitmek istiyor.

PEŞTUN – Neden doymadılar mı 20 yıl yediklerine tövbe, tövbe.

[Tiyyyy diye ses duyulur]

AFGAN – Ne oldu peştun abi.

PEŞTUN – Benzin lambası yandı dur şurada bir tabela gördüm. Ne yazıyor Tahran nüfus bir milyon. Dur oraya konalım benzin alır gideriz tekrar.

İRAN KULE – Selamünaleyküm toprağım nereden nereye gidiyorsun. Şu an İran hava sahasındasın.

PEŞTUN – Ve aleykümselam. Biz “Amarika’ya gidiyoruz.” Lakin benzin lambası tiyyy etti. Acaba sizden ödünç petrol alsak?

İRAN KULE – La Türkiye’ye kadar dayanmaz mı?

PEŞTUN – Ne bileceğim daha önce sürmedim ki?

İRAN KULE – Allah cezanızı versin benzinin ne kadar gideceğini bilmediğin aracı neden sürüyorsun kardeşim.

PEŞTUN – Özür dilerim hacı abi.

İRAN KULE – Tamam in al benzini git hemen.

PEŞTUN – Cem Yılmaz abinin oynadığı benzinci var mı sizde Hacı abi.

İRAN KULE – Var var var gel az göstereceğim sana.

(Kinayeli)

Bu sözden sonra kara kutu da bir daha ses duyulmadı. Ukrayna Dış İşleri Bakanı da bana soruyor Şükrü ne olmuştur diye.

Bilen varsa [email protected] e-mail göndersin.

Dipnot - Karakutudaki sesleri Türkçe’ye çeviren kişi dil bilimci Furkan Mani’ye teşekkür ederim. 

Editör: Haber Merkezi