Kaç yıl oldu Allah bilir.. Trabzon gibi, resim sanatı dalında sayısız ressamlar yetiştiren bir memlekette daha halen bir Resim Müzesi yoksa, bu kabahat kimin sırtındadır bilmek lazım!
Bu ülkede, resim sanatının büyük ustalarının yüzde 70’i Karadeniz Bölgesi insanlarından çıkmış ise ve bu oranın içinden de, yüzde 90’ı Trabzonlu ise, o zaman ortada kocaman bir ayıp var demek ki!!! Kocaman bir ayıp!
Hani şu her fırsatta, bayramda ve seyranda, kamuoyunun önünde bir mikrofon kaparak, “Trabzon, bir kültür ve sanat şehridir” diye ağzından sözüm ona inciler dökmeye çalışan tipler var ya, onların vallahi yatacak yerleri yoktur, olmayacak da. Zira, bu numaraları Trabzon’a ve Trabzonlulara yapmalarına biz izin veriyoruz, kabahatin yarısı da bizimdir!!!
En son 2006 yılında, İstanbul’a giderek, bizzat resim sanatının önde gelen ustalarıyla ben görüştüm.. Yıllar önce merhum Bedri Rahmi Eyüboğlu ile de, oğlu Mehmet Eyüboğlu ile de görüştük. Prof. Dr. Kemal İskender, Prof. Dr. Nedret Sekban, Prof. Dr. Aydın Ayan, Muzaffer Akyol, Prof. Dr. Süleyman Saim Tekcan, Prof. Dr Mustafa Ayaz ve nice ustalarla tek tek görüştüm ve Trabzon’da bir Resim Müzesi kurulması halinde neler yapabileceklerini sordum.
Hepsinin aynı görüşü paylaştıklarına bizzat şahit oldum. Dediler ki, böyle bir müze Trabzon’da kurulursa, hepimiz birer ikişer belki de üçer beşer adet resmimizi, heykelimizi hemen ve karşılık beklemeden bu müzeye bağışlamaya hazırız!!!  Yeter ki Trabzon Valisi veya her kimse, artık bu büyük soruna el atsın ve son noktayı koysun. Bizler de derhal harekete geçelim.
Trabzon’a dönüşümde konuyu ilgili olan şahıslara teker teker gidip söyledim ve artık evet artık Trabzon için harekete geçmelerini anlattım. Anlata anlata bir türlü anlatamadık demek ki yıl 2014 ve halen “Trabzon Resim Müzesi” konusu, müzmin bir illet olarak veya hayali olarak Trabzon’da halen aynı yerde yalpalamaya devam ediyor. Trabzon gibi, çok sayıda ve ünü sadece ülke çapında değil, yurt dışında da büyük değerler kazanmış sanatçılara sahip başka bir il yokken, bu kente bu numarayı nasıl yapıyorlar anlamak mümkün mü?  Trabzon gerçi ta başından beri, bir çok konuda mahrum edilmiş, horlanmış ve hizaya çekilmek istenmiş eski bir eyalet merkezidir. Bu rezil politika maalesef halen devam etmektedir!!
Aslında yapılacak bir şey var. Bu tarihten itibaren, vükela geçinen büyüklerin bayramda, seyranda yapacakları konuşmaları bekleyip, “Trabzon, bir kültür ve sanat şehridir” diye, bol keseden “atmaya” başladıkları bir anda, tutuklanıp içeri girmeyi dahi göze alarak, birden fırlayıp, önüne gelene, yıllarca unutamayacağı bir hareket mi yapmamız lazım. Zira, ben şahsen, yıllardır Trabzonlulara okunan bu “uydurma” halk masallarına ve şarlatanların sövgülerine artık daha fazla sabredemiyorum. Yüreğime oturuyor..!!
Başkalarını bilmem..!