2 Mayıs 2025 gecesi, İstanbul’da 150 günü aşkın süredir bekletilen Vicdan Gemisi’nin uluslararası sulara açıldığı sırada İsrail tarafından drone saldırısına uğradığı belirtilerek, olayın “savaş suçu” niteliğinde olduğu ifade edildi. Açıklamada, saldırıya uğrayan geminin hâlâ hiçbir limana yanaşmasına izin verilmediği ve yaşananların “sağduyu ile açıklanamayacak boyuta ulaştığı” dile getirildi.
❝Siyonist rejim, kadın-çocuk demeden binlerce masumu katletti, hastaneleri ve mülteci kamplarını bombaladı, milyonları açlığa mahkûm etti❞ ifadelerine yer verilen açıklamada, İsrail’in yalnızca Gazze değil, Lübnan, Suriye ve Yemen’de de sivilleri hedef aldığı hatırlatıldı.
Açıklamada, şu sorular yetkililere yöneltildi:
– “İsrail jetlerine yakıt sağlayan petrol sevkiyatı neden sürüyor?”
– “F-35 parçaları taşıyan gemiler limanlara nasıl giriş yapabiliyor?”
– “İsrail’e patlayıcı taşıyan gemiler Haydarpaşa Limanı’nda nasıl demirleyebiliyor?”
Öğrenci grubu, bu durumun “açık bir çifte standart” oluşturduğunu belirterek, yardım gemileri hedef alınırken, İsrail’e destek sağlayan lojistik yolların açık olmasının “vicdanları kanattığını” dile getirdi.
Açıklamada ayrıca, Mavi Marmara saldırısına da atıfta bulunularak, ❝Yardım gemisine uluslararası sularda saldırı düzenleyen bir ülkeye sadece özür ve tazminatla yetinildi❞ eleştirisi yöneltildi.
Kalıcı ve kararlı adım çağrısı
Açıklamada, Müslüman ülkeler ve Türkiye’ye yönelik şu çağrılar yapıldı:
– “Gazze ablukasının kırılması için kalıcı ve kararlı adımlar atılmalı.”
– “Uluslararası bir Gazze Barış Gücü kurulmalı.”
– “İslam İşbirliği Teşkilatı caydırıcı adımlar atmalı.”
– “İsrail’le diplomatik, ticari ve askerî ilişkiler derhal kesilmeli.”
– “İsrail’le iş tutan unsurlar kamuoyu önünde ifşa edilmeli.”
Basın açıklaması, bir hadis-i şerif alıntısıyla ve Filistin davasının bir ümmet meselesi olduğu vurgusuyla sona erdi. Açıklamada, ❝Zalimin karşısında susan da en az onun kadar sorumludur❞ ifadelerine yer verildi.