Hani bizim eskilerin bir tekerlemesi vardır,“İfrat ve tefrit.”
Bu kelimelere önemli tabirlerdir.Şimdilerde uydurukçalar dilimiziişgal edince bu denli çok manâlı kelimeleri yeni nesil pek bilemiyor. Bilmeyince de dilimiz gittikçe kısırlaşıyor.
Bazıları da bu uydurukça kelimeleri kullanmayı zorla ve zorlama ile ideoli hale getiriyor.

O da, “ifrat.”
Ha, daldan dala atlayınca olmuyor.
Esas sazın bam telini ıskalayacaktım az kalsın.
Şimdi başlığa dönelim.
“Aşkım, sevgilim.”
Manâ itibarı ile güzel sözler de her güzeli laçka edersen güzelliği kaybolur sulanır, cıvıklaşır etkisini kaybeder tepkiye dönüşür.
Bakıyorum bazı mekânlarda eşler olsun, arkadaşlar(!) olsun bayram değil seyran değil eşine “aşkım!”
Ya ne oluyoruz?
İşte buna ifrat da denir tefrit de.
Zira insan insanı, eş eşi sever, sevgiyi de ifade ve tebaruz ettirmek elbette güzeldir. Hatta ve hatta zaman zaman iyidir de.
Fakat ne oluyor yahu zırt pırt, “aşkım!”
Eee, işin tadı kaçıyor, değeri kalmıyor adeta sevgi enflasyonu oluşunca o kelimenin de etkisi kayboluyor.
Cıvıklık, başka bir şey değil.
Yani bana biraz hatta biraz değil de biraz fazla absürt geliyor.
İnsan bu denli kıymetli ve karşısındakin onore eden hatta hoşnut eden kritik kelimeleri arada sırada kullanacak ki bir değer ve kıymet ifade etsin.
Her gün bir insan baklava,börek veya bal yese bezer.
İşte bu denli kelimeler de baklava, börek ve bal gibidir.
Ama zamanında, arada sırada ve yerinde yenilince kıymetli olur ve gıda yerine geçer.
Diyeceğim o ki işin cıvığını çıkarmayın.
Ağır ol batman gel” derler ya...

BİR DE BIRAKIN ŞU İSTİKLAL MARŞI’NI ARTIK

Başlığa bakıp, “Ulan bu herif zırlattı mı, ne diyor?”diye bana kızmayın.
Bir dinleyin.
Maçlarda diyorum, maçlarda.Yahu en milliyetçi takımTrabzonspor, üç tane Türk var. BJK,GS ve FB takımlarına bakın en az on, bazen de onbiri yabancı.
Sen stadlarda her maçta İstiklal Marşı çalıyorsun herifin umurunda dahi değil.
Sen selam dururken onlar alet-i ricaliyelerini karıştırıyor(!)
E oluyor mu?
Olmuyor da herifler ne bilsin İstiklal Marşı’nın kıymetini,ne bilsin manâsını.
Onun için dedim ki şu lig maçlarında İstikal Marşı çalmayı bırakın.
Aynen yukarıdaki gibi işin tadı kaçıyor.
Zırt pırt çalınınca değeri kalmıyor, kıymeti kalmıyor değerini yitiriyor.
Tribünlerde dahi bazı krolar oturduğu yerde sakız çiğneyip,mısır yiyor.
Ben İstiklal Marşı’nı sokakta duyunca hemen hazır ola geçer durup beklerim.
Olmuyor, bana ve ben gibilere bu laubalilikler dokunuyor.
Bırakın sadece milli maçlarda çalınsın.
Hani bir zamanlar şehit cebnazelerinde Bethoven ölüm marşı çalınırdı.
Bendeniz o konuda çok yazı yazdım, “bırakın şu gıygıyı benim şehidime tekbir gerek” diye.
Çok şükür ondan kurtulduk.
Bir de şu maçlarda İstiklal Marşı okunurken bunca yabancının alet-i ricaliyelerini karıştırmalarından kurtulsak.
Ne dersiniz?