İşler iyi giderken “Hikmet bende” yok işler ters gittiği zaman ise “Şu, şu, bahaneler vs” Ama olmaz ki, defalarca da belirttik. Bu ligde kimin kime çelme takacağı belli olmaz. Yani her maç, her yerde her sonuca gebedir.

Sadece o gün işi sıkı tutabilen, konsantrasyonunu o maça en iyi odaklayabilen ekip işi götürüyor. Fakat sadece Bahçeşehir  müstesna. Adamları seyrederken zevkle seyrediyorsunuz. Kimin nerede ne zaman ne yapacağı adeta ezberlenmiş. Okunmuş, oturmuş.
Peki neden? E be birader yani futbol madem ekip oyunu, zırt-pırt kadro ve oyuncu  değişirse takım oyunu olmaz. Futbol yarı yarıya ezbere dayanan bir sistem oyunudur. Trabzonspor’a sizin şikâyet ettiğiniz kadro darlığı var ya? Hah işte bu esasen bu kulüp için rahmettir…de siz elinizdeki zorunlu nimetin kıymetini bilemeyip iki de bir bu nimeti inkâr ediyorsunuz. Az adam demek idman da, takım teşkilinde dırıltısız kurulum ve maçlarda da sahada “Zorunlu da olsa” yaklaşık sürekli kadro anlamı taşır. Fakat bizimkiler bir puan kaybında hemen tepkilere etki “Kadro kısıntısından” bahsederler. Şimdilerde de bir “Psikolojik yorgunluk” modası çıktı başımıza. Neymiş takım yorgunmuş(!). Hoppalaaa…gören de zanneder ki bu takım haftada üç maç oynuyor da yorulmuş.

Oynadığınız şunun şurasında arada bir kupa maçı idi sağ olun onu da elinizin tersi ile geri attınız siz sağ biz selamet. E daha neyin yorgunluğu var anlayamadım. Ha, evde çoluk çocuk ekmek bekler, elde yok avuçta yok ta “Aklımız fikrimiz geçimde çocuklar ağlaşıp duruyor” ise ona o zaman derim ki “Adamlar maça konsantre olamıyor, geçim derdi”.  Böyle bir şey olur mu hiç olmayanın elinin altında milyon Euro’lar var. Bırakın bu işi. Bahane yok. Deyin ki “Biz pozisyon üretemedik, el oğlu baskın çıktı, buna futbol derler” tamam.

Sadece teknik yönden değil bizim yönetimde de bu aralar özellikle başkan iki de bir “Para yok, pul yok” o da doğru. Var diyen olmadı, size herkes te bu konuda anlayış gösteriyor. Her şeye rağmen de mevcut şartlar altında iyi yerde sayılırsınız. Fakat insanların kafasının bozulduğu nokta iki de bir bahane ileri sürmektir. Bu işi bırakın. Bakın orta sahamız mücadele etmiyor veya edemiyor etse de yetersiz. Niye?

Orta sahanın inisiyatifi Sosa’nın elinde…doğru. Ama Sosa artık bu takımda olsa olsa 60-65 dakika orta saha adamlığı yapar. Sen durup 24 yaşındaki adamı al 34 yaşındaki adamı sahada saklarsan buna millet bozulur hocam. Etme gitme. “Gücüm yetmiyor(!)” deme sakın. Dediğin anda o zaman bu işi bırak. Seni seviyor, destekliyor ve halen de beklentilerimiz sende mevcut. Ama bu konular hassas konular. İrade, cesaret ve yerinde müdahale. Olmazsa olmaz. Bizim attığımız iki gol bireysel ki ikincisinin duvar pası da rakipten Allah tarafından hediye. Fakat Kasımpaşa’nın belki de 7-8 pozisyonu yanında sizin hiç yok.

E o zaman bahaneyi başka yerde aramak gerekir…di mi?