Başakşehir FK, yani eski adıyla İstanbul Büyükşehir Belediyespor, baştan aşağıya belediyenin, yani devletin öz kaynaklarıyla kuruldu, büyüdü. Satıldığı yıla kadar sadece ve hep devlet bütçesi ve İBB’nin bütçesi ile finanse edildi. %100 devletin malı olan bir futbol kulübüydü. Yani vatandaşa hizmet olarak harcanması gereken paralarla finanse edildi.

2013'te kulübün rant potansiyelinin göz önünde olmaması için bilerek küme düştüler.

2014’te yapılan bütün yeni transferler, bonservis bedelleri, menajerlik paraları, futbolcu maaşları, kulüp giderleri ve aklınıza gelen diğer her şey ve hepsi belediyenin (devletin, bizim) paralarıyla yapıldı, alındı, harcandı. Bunun sonucunda 2014'te Süper Lig’e tekrar çıktılar.

Yine 2014’te yine sadece devletin bütçesiyle Başakşehir ilçesine kocaman bir stadyum ve hemen yanına Türkiye’nin en iyi antrenman ve kulüp sosyal tesisleri yapıldı.

Zaten 10 km ötede dev gibi Olimpiyat stadı var. Ona rağmen devletin parasıyla yeni bir stat yapıldı.

Diğer illerde yaptığı gibi sadece stadyum yapıp bırakmadı, o sırada profesyonel bir futbol kulübü olmayan bu ilçeye, stadyumun hemen yanında Türkiye’nin en son teknoloji, en iyi antrenman tesisleri ve antrenman sahalarını yaptı.

Tüm bunlar tamamlandıktan sonra, devletin takımı İBB Süper Lig’e çıkar çıkmaz, belediye tarafından hemen satıldı. Hemen isim değiştirildi ve Başakşehir’e yapılan o yeni tesislere taşındı.

Ne zamanlama ama!

Normal şartlarda madem satacaksın, malın kıymetlenmesi için önce malı bir vitrine çıkartırsın değil mi? İBB satışı Süper Lig maçları başladıktan 2-3 ay sonra da yapılabilirdi. Yeni stadı, yeni tesisleri, sıfır borcu, modern şartları gören bir çok iş adamı kulübü almak için birbiriyle yarışacaktı, fiyatı ve talibi artacaktı ama olmadı.

Yangından mal kaçırılır gibi kaşla göz arasında satıldı.

O dönem Göksel Gümüşdağ İstanbul Belediyesi Başkan Bekili idi. Kulübün satış ihalesini kendisi düzenledi ve kendisi ihaleyi yaptı.

Duyuru filan yok. İhalede belediyeyi temsilen ihale sahibi oydu, ihale sonunda ihaleyi (kulübü) alan iş adamı da kendisi oldu.

Senelik geliri garanti minimum (daha fazla olabilir) 20 milyon Euro civarı olan bir şirketin (kulübün) kaça satıldığı hayati önem taşıyor. Yani her şey hukuki yönden tamam olsa bile, bu ihalenin (kulüp satış bedelinin) fiyatı skandal yaratabilecek şekilde önemlidir.

Göksel Gümüşdağ’ın kendi açıklaması her şey dahil senelik 80-100milyon TL civarı harcıyorlarmış. Bu da ortalama 12-15m Euro senelik gideriniz olacak anlamına gelir. Yani, basit bir hesapla; Başakşehir kümede kaldığı her sene otomatikman min 5M Euro kar elde ediyor demektir.

Peki her şeyini devletin yaptığı kulüp kaça satılmış? 17 milyon TL!

Yani, beyefendi kulübü satın aldığı sene zaten yayın geliri ile ödediği parayı çıkarttı.

Bu 17 milyon TL de cebinden değil, devlet bankasından kredi ile ödendi. Yani Göksel Gümüşdağ bedavaya kulübe çökmüş, korsan başkanlık yapmaktadır. Bunu da Türkiye'de ne basın ne de muhalefet dile getirebilmektedir. Ayrıca değinmeden geçmeyelim, 3 büyüklerin sponsor bulamadığı şu dönemde, Başakşehir, taraftarı olmamasına rağmen en çok sponsora sahip takım. Bir şirket taraftarı olmayan bir kulübe neden sponsor olur, reklam verir? Ayrıca Arda konusunda THY’nin yani vatandaşın benim senin zararını hep beraber çektiğimizi de unutmamak lazım.

Bu bilgileri derlediğim kaynak; https://t.co/ULInHfEEs3 yazarına teşekkür ederim.