Yerel seçimlerin yaklaşması ile belediye başkan adaylığına ilgi beklenenden daha fazla hız kazandı. Bu mevkiler artık meslek haline geldi. Zira getirisine sebep birçok kimse böyle bir koltukta yer almak için daha önceden kendisine bazı beleş sayılabilecek hatta gideri olan hizmetleri(!) meccanen yapıp buralardan isim yapmayı hesapladıkları sonradan anlaşılıyor. Demek ki hiç kimse ilk planda bir getirisi ve rantı olmayan bir görevi babasının hayrına yapmıyormuş. “Hizmet için varım” işini geçin bir kalem. O sonradan anlaşılacak. Fakaaat…Kimisi spor derneklerinde kimileri sosyal derneklerde görev alarak buralarda kendince biraz isim yaptıktan veya bazılarının gönlünü aldıktan sonra elindeki gerçek kağıtları masaya açtığına şahit oluyoruz. Şu veya bu sebeple bu yerlerin adayları birgün olur da seçim saiki ile dilekleri gerçekleşirse biz de bu gibi arkadaşlara “Buralara geldikten sonra kendilerini nelerin beklediğini hatırlatmak isteriz”. Öncelikle bidayette hizmetini gördükleri derneklerde olduğu gibi rahat yüzü görmeyecekler., Belki ilk anda daha fazla itibar(!) görüp ilgi odağı haline gelecekler. Bu ilgi odağı oluş sendromu bir zaman için onların gururlarını okşayıp yüzlerini güldürecektir. Fakat göreve başladıkları andan itibaren istenilenleri veremedikleri zaman, istediklerini alamadıkları zaman, birilerinin ayağına basmaları gerektiğinde ayağı acıyanların feryatlarını duydukları zaman, vatandaşın olmasını istediği hizmetleri yapmak istese de yapamadığı zaman, kulaklarına gelecek olan ters tepkilere hazırlıklı olmalılar.

Bu gün işitmedikleri fakat yarın basın kanallarından kendilerine iletilecek eleştiri, yol gösteri, beğeni veya reddiyelere şimdiden idmanlı olsalar iyi olur. Zira bu Dünya o zaman sandıkları gibi toz pembe olmayacak. Bazı sevdikleri ile kötü olacaklar. Adil olduklarını sandıkları uygulamalarından sonra adaletsizlik yaptıklarını fark edince uykuları kalkacak. Ha, oradan birisi “Benim öyle bir zaafım yok(!)” derse. Daha doğrusu adaletsizlik, irtikâp, yolsuzluk, adam kayırma, siyasi tercih gibi tasarruflardan sonra gece yorganı kafasına çektiği zaman asla rahatsız olmayacak ise işte o zaman ondan çok iyi belediye başkanı olur(!) demektir. Vatandaş, suları aksın ister, yollarının çamurdan temizlenmesi, mahallelerinde çocuklar için oyun alanı, gençlere kurulan pislik yuvalarının imhası, sokakların emniyeti, ihalelerin yandaşlara değil hak edenlere verilmesi, adama iş değil işe ehil adam seçebilme zorluğu elbette bellerini bükecek, yüzlerini ekşitecek, saçlarını dökecek, ağartacak, evinde eşine çocuklarına zaman ayıramayıp eşinden fırça yiyip çocuğunun başı boş kaldığı zaman ona diklendiğini gördüğü zaman ”Ben ne halt ettim de bu göreve geldim” dediği zaman beni hatırlayın… Ama unutmayın. Bir de evinde paşa paşa oturup işi gücü çoluk çocuğu ile mutlu iken kendisine “Gel seni bu göreve alalım” dendiğinde etrafını kıramayıp “Olur” diyenleri de şöyle böyle kendilerini de aynı akıbetlerin beklediğini “Bana uğursuz, şom ağızlı” da deseniz hatırlatmak isterim. Varın yolunuz açık olsun. Bakalım mevlâ neyler neylerse hakkınızda inşallah güzel eyler.