Ambiansı yüksek, fakat beklentisi “Üç sonuçlu” olabilecek yılın maçı idi. Her Trabzonlu günlerdir bu maça kilitlenmiş, her virajı dönerken, her kahvehane de “Abi bu maç ne olur?” sorusu ile karşılaştık.

Demek ki insanımız her şeye rağmen yine de kulübünden ilgiyi kesemiyor. Ispatı; işte  Akyazı stadındaki seyirci bereketi. Bu maçın ne olduğu veya nasıl olduğu ortada . Malumun ilanına bilmem gerek var mı? Fenerbahçe mi döküldü Trabzonspor mu iyi oynadı?

O adeta “Tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mu tavuk’tan” sorusuna benzer. Fakat takıma bir güç geldiği bir düzen ve intizam içinde oynadığı, disiplinden kopmadığı da besbelli. Tüm gözler saha içinde.  “Acaba iki oyuncunun ihracı takıma nasıl yansıyacak?” diye tereddütler de yok değildi. Biliyorum, bazı yorumlar “Hah, bakın demek ki takımı bu iki herif sabote edip duruyordu(!)” diyecekler, belki de dediler.

Başka bir yorum erbabı da maçın Trabzonspor aleyhinde bitmesi durumunda adeta tetikte beklediklerini de biliyorum “Demek ki kusur bu iki adam da değil..vs”. Hani köy görünende yol gösteren çok olur ya, böyle. Ha, bununla biter mi idi? Ne mümkün. Yönetimden girip Ünal Karaman’ın yetersizliğinden çıkılacaktı. Hakemi karıştırmadım.

Allah’tan genç hakem fakat fevkalade maç yönetti, aferin ona. Çünkü maç öncesi “Bu hakem bu maçı kaldıramaz” yorumları oradan buradan  sağır kulağıma değmedi değil. Dedim ya Ünal meselesi şimdilik konuşulmadı Allah’tan. Fakat bendeniz her zaman takımdaki zik-zak ların Ünal saiki ile değil guruptaki tesanütsüzlükten bir de dünden bu güne bir ekibin oluşmasının kolay olmadığını söylemişimdir. Öyle hariçten gazel okumak kolay. Öğretmenlik mesleğini yapanlar, bir nebze olsun takım çalıştıran arkadaşlar bilirler...Kolay değil. Peki Ünal hakkında bir söz söyleyeni gördünüz mü? Yok değil mi? Hani kolluyorum.

Dün Ünal’a sallayan birisini yakalasam da bir de bu maç itibarı ile Ünal’a “İyi idare etti” diyen birisini yakalarsam var ya.

Evet,  netice-i kelâm Ünal Karaman hakkında ki olumlu kanaatim her zaman geçerlidir. Hiçbir teknik direktör takımının başında en az iki yıl kalamadıktan sonra ondan bir düzen, sistem, tesanüt ve istikrar beklemek ne insafa sığar ne de bilgiye dayanır. Hep derim “Hocanızı seçerken 40 kez düşünün, kim olursa olsun en az 2 yıl arkasında durun” bu iş böyle, boşuna kafa tütsülemeyin.

Benim en çok sevindiğim nokta Kaleci Uğurcan ve Hüseyin’in kazanımı idi. Gidin Sadi Tekelioğlu’nu ve azledilen ekibini kutlayın. Zira oradan bir tufeyli bu adamları hemen kendisine mal ederse şaşırmayın. Bir de aman ola sakın ola siz taraftarlar, yöneticiler sakın ola hemen bir daha ki haftaya şampiyonluk, kupa, istikrar hesaplar yapmayın takımı pompalamayın dengeli olun.

Zira daha üç gün önce söylediklerinizi, yazdıklarınız unutmayın. “Bir çiçekle bahar gelmez” sözü de kulağınıza küpe olsun.