Son zamanlarda bazı mihraklar iktidar muhalefeti nedeni ile ne mâna ise milletin değer yargılarına, açık düşmanlarımızın cesaret edemediği derecede saldırıya geçtiler. İbadet edebilmek gücü başka, ibadete saygı başka, Cami veya ibadethanelere devam edip oraların müdavimi olmak başka, yapmak isteyip te yapamamak başka, camilerin varlıklarına destek olabilmek başka, imkânsızlıktan olamamak başka, takoz olmak, sayıları ile rahatsız olmak bambaşka şeylerdir. Sevmediğin bir kimsenin sahip olduğu  iyi olan hasleti veya varlığı sırf o adama zıt olduğun için ortadan kaldırmaya çalışıp veya o değere de düşman olmak işi ise elbette psikolojik olarak incelenip tahlil edilmesi gereken bir sendromdur.

İyi olan kimden gelirse gelsin taktir edilmeli, tabii senin yapına uymayan işi de ayrı bir konu. Şimdi kısa bir olmuş olan hikâye anlatıp konuma devam edeyim. 1978 senesi idi, okuldayım, kar yağıyor, sobanın başında ısınmaya çalışıyorum. O ara yanıma bir arkadaşım geldi, ıslanmış üşümüş. Gel dedim yaklaş sobanın yanına, ona bir çay da söyledim. “Halin dedim, bir tuhaf hayrola”.Arkadaşım kafasını mendili ile kuruladı çaydan bir yudum aldı gülerek başladı anlatmaya. Abi ya;“Tabakhane otobüs durağında dolmuş bekliyorum. O ara yağmur da yağıyor beton zeminde biraz su birikmiş. Durağın demir direğine orta yaşlı birisi yaslanmış belli ki sarhoş ayakta duramıyor, herkese alttan altta bakıyor çatlak gözlerle. O arada da yanda iki genç bir biri ile münakaşa ediyor. Ben de ufaktan dinliyorum.

Konu; Birisi ”Allah vardır etme gitme” diyor, öbürü de “Hani nerde varsa göster bakim” diyor. Belli ki arkadaşlar. Beriki “E madem varsa ben ona yok diyorum gelsin bana bir tokat atsın bakayım” deyince beriki gülüyor.

O arada durağın direğine yaslanmış sarhoş ayakta duramayan saçı başı dağınık kişi bir den atılıp o “Gelsin bana bir tokat atsın bakayım” diyen gence öyle bir tokat atıyor ki betondaki suların için düşüyor, şaşkın şaşkaloz sarhoşa bakıp, üstünü başını siliyorken. Sarhoş adam ağzını geveleyerek ona “Lan puşt, Cenabı Allah senin gibi itlerle muhatap olmaz yollar benim gibi bir sarhoşu seni pataklar, şerefsiz” deyip oradan sallanarak çekip gidiyor. Ben peşinden aval aval bakarken o iki genç te oradan sessizce ayrılıyor. Şimdi bakın. Demek ki iman ve inancın kimde olduğu belli olmaz di mi? Ama bir şeyi yapmayıp yapamadığı ile mahcup olup yapanlara askıntı ve takoz olmamak var, bir de olanlara haset edip, camilere, namaza, islamiyete ve müslüman’a zıt olmak var. Şimdi siz kendinizi tahlil edin “Hangi taraftasınız?” Ha içinizden bu değerlere zıttıyet ve düşmanlık veya haset hissi ağır basıyor ise. Araştırın bu değerlere kimler düşman veya zıttır.

Gelin kendinizi bu statüde bir yere yerleştirin. Yalan yere ben de Müslümanım, Türküm inancım var ama vs ile kendinizi avutmayın. Ya tarafınız veya yerinizi anlayınca kendinizi düzeltin veya kendinize bir yer bulun dahası bilin ki artık siz bu memleketin öz halkının değerlerini inkâr edip yok olmasını isteyenlerdensiniz. Yanlış anlamayın burada siyasi guruplaşma veya taraftan bahsetmiyorum. İnanç ve mefküre ve milli değerler ile milletin, halkın değerlerine saygı ve sevgiden bahsediyorum. Bunlardan kopuk iseniz kendinizi fazla yormayın işte siz bu kadarsınız.