Suriye ve Irak meselelerini doğru okuduğumuzda esas hedefin Türkiye’yi Ankara’ya hapsedip sonra da oradan atarak Anadolu’da İslam’ın son hür kalesi olan “Anadolu Türk Cumhuriyetini ve hakimiyetini” sona erdirmek olduğu görülür. “Peki burada bu konunun İran’la ne alakası var?” diye soracaksınız.

Dikkat ederseniz, ABD’nin Irak işgalinde İran’ın örtülü desteğini bilmeyen kaldı mı? Gelelim Suriye’ye; İran Suriye-Irak ve Güneydoğu Anadolu toprakları üzerinde kurulması planlanan BOP projesi olarak ta adlandırılan Batının İsrail projesine kendi Haşdi Şabi güçleri ile Suriye’de halen de destek verdiğini körşer bile gördü.

Rusya, İsrail ve buradaki Batı güçleri ile birlikte ABD’ye bu proje altında desteği de malum. Adeta İslam aleminin kalbinde Müslüman kisvesi ile Müslümanlara zulüm eden bir ekolün temsilcisi oldu.

Pek, İsrail’e arada sırada posta atar gibi gözüken İran’ın bir gün olsun İsrail’le çatıştığını gördünüz mü? Ya İsrail’in Suriye’de İran milisleri ve Haşdi Şabi ile ve Eset güçleri ile çatıştığını hiç duydunuz mu?

O zaman biraz gerilere giderek görüntüde İsrail-İran arasındaki sözde gerilim fakat özde sempatinin merkezine inelim. Birde buradan Şiiliğin ve İran’ın neden Hz. Ömer’e ve Sünniliğe düşman olduklarını “9 Sünni öldürenin cennete gireceği” tezi ile insanlarını kandırdığını görelim.

Tarihte Yahudileri Kenan illerinden (İsrail) koparıp Babil’e hapseden ilk kavim kimdir? Hatırlayın, Nabukadnazar zamanında “Asurlular” değil mi? Nabukadnazar Yahudilerin bir daha Filistin ve Kenan illerine geri dönmelerini kendilerine yasak etmiştir. Yahudiler yıllarca burada Asurluların ve Babillilerin kölesi olarak kaldılar. Fakat MÖ 530’lu yıllarda Perslerin Babil’i işgal etmesinden sonra Yahudilerin istekleri üzerine tekrar ülkelerine dönüp burada yerleşmelerine Persler yani İranlılar izin vermiştir.

Perslerin Büyük İskender tarafından yıkılasından sonra kurulan Sasani devletinin tohumları bundan sonra atılınca 500 yıllık bir hükümranlık başlıyor. Sonra Arap yarım adasında doğan İslamiyet büyüdükçe Sasanilerin canı sıkılır ve Hz. Ömer devrinde bu imparatorluk darmadağın edilerek Zerdüşt inanışının da kökleri sökülür. Devam edelim. Hz. Ömer bununla da kalmayarak Zerdüşt Sasanilerin (İranlıların) Afganistan, Hindistan ve Pakistan’a kaçan ileri gelenlerini buldurarak tek tek öldürtüp köklerini tamamen kazımıştır. Bundan sonra İran topraklarında kalan Sasaniler, Samani olarak yeniden bir kuruluşu başararak bugünün İran’ının temeli atılıyor. 

İşte bundan sonra İran’da Hz. Ömer ve Sünni nefreti Şia ideolojisi ile intikam ateşine döner. Fakat İslâm dünyası Filistin’i Yahudilere yurt yapan persleri (İran’ı) unutmadığı gibi Yahudiler de onlara bu toprakları geri veren Pers (İran) vefasını asla unutmadı. Onun için İran’ın İsrail’i, İsrail’in de İran’ı yalandan tehdit etmeleri kimseyi kandırmıyor. Bundan sonra, Eset’in azılı bir Şii olduğunu bilmiyorsanız, İran’ın Eset desteğini anlayamazsınız elbet. Bugün Suriye’de verilen savaşa  “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” demekle, o zaman “Türkiye’nin Çanakkale’de ne işi var”ın hiç farkı olmazdı bunu da iyi anlayın. Ne yazık ki içimizdeki bazı gafiller hala “Eset bize ne yaptı da onunla savaşıyoruz” derken İran’ın Türkiye düşmanlığını sadece bir bölümünü kavrayabildiniz sanırım. Devamı ilerde gelecek.