Artık yerel seçim çalışmaları iyice hissedilmeye başlandı.

Partilerimiz, adaylarının seçiminde nedense biraz zorlanmaya da başladılar. Esas sorgulanması gereken mesele budur.

“Acaba partilerimiz aday bulmakta neden bu denli müteredditler?”

Onu sorgulamak gerekir.

Oysa ki eskiden böyle bir sıkıntımız olmazdı.

Seçim tarihlerinden belki de altı ay önce hemen ana muhalefet, 2. Muhalefet ve iktidarın adayları çoktan belli olurdu.

Acaba bu sıralar siyasete atılmanın bu denli alaka gördüğü devirde ve de siyasetin nerede ise bir meslek haline gelmiş olmasına rağmen neden adam bulmakta zorlanıldığı sorgulanır oldu doğrusu.

Aday var.

Var da sanırım şartların getirdiği zorlukları aşacak aday bulmak zor gibi.

Bakıyorum nerede ise eski fişekler piyasada aranır hale geliyorlar.

Yani, yeni isimlerden önce şimdilik piyasada onların isimleri geçiyor.

Yoksa bunca okulların açılması, üniversitelerin nerede ise ilçelere kadar yayılmış olmasına rağmen biz bu memleketi yönetecek eleman kıtlığı mı çekiyoruz?

Acaba ileri derken, geri mi gidiyoruz?

Yani bu tablo onu gösteriyor.

Bu ara, Trabzon’un şehir olarak yapısı ve hizmetleri yönünden bir hayli memnuniyetsizlik dillenmesine rağmen başkan Gümrükçüoğlu’na, “Başkanım var mısınız?” sorusuna, “evet” demese de “hayır” da demiyor.

İşi “Allah bilir”le geçiştiriyor.

Demek ki AKP genel merkezinden de ona, “artık kenara çekil” denmiyor veya denilemiyor.

“Evet, varsın, atla meydana” da denmedi ki.

Sn. Gümrükçüoğlu da haklı olarak duruyor.

Yoksa, rahmetli babam derdi ki, “Çirkin kız sen şurada dur, eğer senden güzelini bulursam onu alırım, bulamazsam hazır ol nikȃh senin.”

Galiba Sn. Gümrükçüoğlu meselesi şimdilik bu (gibi).

Gelelim CHP cihetine.

CHP milletvekili Ahmet Kaya’yı telefonla arayıp; “Sayın Kaya partinizden size Trabzon BŞB başkanlığı adaylığı konusunda bir teklif veya talimat var mı, varsa niyetiniz ve cevabınız ne olur?” diye sorduğumda aldığım cevap aynen şöyle: “Bana partim bu görevi bir talimat şeklinde sunarsa yapacak bir şey yok, derhal kabul. Ancak ben bir milletvekili olarak seçildim, hizmetimi bu şekilde yapmayı düşünüyorum ve de milletvekili olarak seçilmiş bir kimsenin de bu görevi bırakıp belediye başkanlığına soyunmasını da asla doğru bulmuyorum.”

Bence de en diplomatik ve doğru cevap bu.

Herkes kendi yolunda yürümeli.

Her çorbaya maydanoz olmanın anlamı yok.

Demek ki CHP de kendisine başka bir isim aramak durumunda.   

Peki şimdi kim?

Volkan Canalioğlu ismi ortada dolaşırken bir de baktım ki Sayın Canalioğlu ismi peşinde “Ortahisar Belediyesi” gelmez mi.

Resmen taaccüp ettim.

Benim bildiğim Volkan Canalioğlu bu memlekette sevilen bir sima olarak Trabzon Belediye Başkanlığı yapmış iken, “Volkan Abi” imajı ile herkesin gönlünde yer etmiş idi.

Ortahisar Belediye Başkanlığı’na değil evet demesi adının dahi zikredilmesine izin vermemeli.

Ha, Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı olsa “Eyvallah” tabii tercih onun. Ardından diğer bir tevatür ise CHP, İP ile beraber Hüseyin Örs isminde anlaşıp seçime girme seçeneği olur mu?

Hüseyin Örs kabul eder mi?

Hüseyin Örs’ün geçen seçimde MHP adına –ki benim tasvip etmediğim-  başarısız bir denemesi oldu, ikinci bir başarısız girişimle yeni atıldığı siyasi hayatında parlayan bir yıldız olma yolunda iken kendisini tehlikeye atacağını sanmam.

Kaldı ki CHP milletvekili sayın Kaya’nın dediği gibi, “Milletvekillerinin Belediye başkanlığına karşıyım” fikri bence burada da geçerlidir.

Şimdilik bu kadar.