Trabzonspor sezona genelde bir sezon öncesinin kadrosunu bozmadan, takıma katkı yapacak oyuncuları transfer ederek başladı. Takımdan ayrılan oyuncu Yusuf Yazıcı’ydı. Trabzonspor için karlı bir transferdi.

Takımın başında bir sene önceden hem Trabzon’u hem de takımı tanıyan teknik adam Ünal hoca ve ekibiyle devam edilmesi de takımın artısıydı. İlerleyen günlerde, haftalarda, aylarda, uzun bir süre sonra hem Avrupa Ligi’nde hem Süper Lig’de hem Türkiye Kupası’nda hem de ülkelerinin milli takım maçlarında oynayan oyuncu sayısının fazlalığıyla birlikte takımdaki oyunculara fazla yük binmeye başladı. Bazı oyuncular bu yükü kaldırdı bazı oyuncular ise kaldıramadı. Bu da şu gerçeği öne çıkardı. Çoğu oyuncuların bu yüke alışık olmadığı iyi giden bir maç trafiğinde tabi ki puan kaybedilen maçlar da oldu. Bu bazı kesimin eline koz olarak geçti ama bu düşünce yanlıştı. Burada zararı Trabzonspor gördü ve ilk olarak Ünal hocayla yollar ayrıldı. Yerine deneyimsiz, tecrübesiz teknik adam Hüseyin Çimşir getirildi. Kazanılan maçların yanında berabere bitirilen maç sayısı fazlaydı. Gene karşı olanların eline fırsat geçti. Acımasız eleştiriler neticesinde Çimşir ile de yollar ayrıldı.

Ardından yeni bir dönem başladı. Liglerin bitmesine bir maç, bir de Türkiye Kupası final maçı vardı. Yine yanlış yapıldı ve teknik sorumlu olarak tecrübesi olmayan bir yardımcı isim göreve getirildi. Tabi ki kazanılan kupa bu aşamada çoğunlukla bir şeylerin üstünü kapattı. Burada kısa ve öz olarak bu konulara değinmem gerekiyor. İki maçlığına göreve getirdiğin bir insanı senin öz evlatlarına tercih etmeye gelirsen yanlış yapıyorsun derim. İki sezondur uğraşan teknik adamları gönderiyorsun, kupa kazanılıyor, diğer hocaların isimleri geçmiyorsa olmuyor beyler, olmuyor arkadaşlar. Bunun adı vefasızlıktır. Tek kelimeyle altı ay önce Türkiye’ye gelen yabancı teknik adam benim ülkem için ahkam kesiyor. Yok alt yapıdan oyuncu çıkmıyor, yok Türkiye’de alt yapı hocası yok diyorsa, teknik adamlar yetersiz diyorsa, ilk ben karşı çıkarım ve ‘sen kimsin?’ derim. Trabzonspor’da alt yapıdan anlayan çok değerli teknik adamlar var. Duayen hocamız Sn. Özkan Sümer, Giray Bulak, Sadi Tekelioğlu, İhsan Derelioğlu gibi çok isim söyleyebilirim ve kimse de çıkıp cevap vermiyor.

Ben ders almam ders veririm. Benim gibi olan Türkiye’de çok isim var. Ben haksızlığa karşı olan ve sesimi çıkaran bir insanım. Bakacağım, takip edeceğim ve sonuçları göreceğiz.

Trabzonspor büyük bir camiadır, büyük bir kulüptür. Trabzon’da görev yapıyorsun ama Trabzon’un büyüklüğünden hiç bahsetmiyorsun.

DİKKAT ET! DİKKAT!!!
Trabzonspor büyük kulüptür. Teknik adam, antrenör yetiştirme yeri değildir. Tercih bana göre yanlıştır.

2019-2010 sezonunu Trabzonspor için çok farklı senaryolarla geçti. Çıkışlar, inişler oldu. Alkışlar, eleştiriler oldu. Bunlar bazen yol gösterici bazen de acımasızca oldu. Trabzonspor, ligimizde en çok berabere kalan takımlardan birisi oldu. Süper Lig’de bu değişimler sonucunda şampiyonluktan olundu. Türkiye Kupası on yıl sonra kazanıldı. Atanı tutanı mükemmel olan bir takımdı. Takım olarak futbol oyununun gerçeği olan hücum ve savunmayı yapmakta çoğu maçta zorlandı. Buda sürekli olarak bir yılda üç teknik adam değişikliğinden kaynaklandı diyebilirim.

Trabzonspor’da gözüme çarpan olaylardan bir tanesi de yönetimin sürekli olarak TFF’ye ve MHK’ye karşı vermiş olduğu beyanatlardı. Bunların sonucunda demek ki hakemler hatalı diye yönetimin açıklamalarından sonra, teknik kadro ve oyuncular kendilerinde eksiklik olmadığını, haklarının yendiğini görüşüne hakim oldular. Bu konuyu lütfen iyi düşünün. Teknik kadrolara ve oyuncularına açık vermeyiniz. Bu tip açıklamalardan da mümkün olduğunca uzak duralım. Bunlar takımlar için çok ama çok önemlidir.

Şimdi transfer ayı başladı, gidecek oyuncuları gelecek oyuncuları iyi belirlemek gerekir. Çok dikkatli olunmalıdır. Mevcut takımın büyük oranda korunması gerekiyor.

Trabzonspor’un bana göre savunmaya oyuncular, orta sahaya oyuncu takviyesi yapması gerekiyor. Bu da oyuncu kaybının olmaması şartıyla belirtiyorum.

Trabzonspor’a UEFA’nın Avrupa kupalarına katılamaz cezası vermesi de büyük haksızlıktır ve ayrımcılık yapılmıştır. Alınan bu karar skandaldır.

Trabzonspor birlik, beraberlik içinde olursa başarı kaçınılmaz olur. Her gün, her maç, her hafta tecrübeler kazanılarak geçer. Yeter ki gereken dersler alınsın. Göze batan hatalar yapılmasın. Hatalar insanlar içindir. Aynı hatalar sürekli olarak yapılırsa, ders alınmazsa olmaz. Onun için Trabzonspor’un daha akıllı, daha bilinçli, daha çok profesyoneller çalışıp hataları asgariye indirmelidir.

Trabzonspor büyük kulüp büyük camiadır.