Ne geceydi ama...

Aldığımız nefes farklı, baktığımız ufuk farklı, dalgamız, denizimiz, gökyüzündeki yıldızımız farklı, mutluluğun her anı, her geçen zamanı farklı bir tat bıraktı kalbimizde.

Yıllardır yürüdüğümüz bu yolda aynı olan tek bir şey vardı: Şampiyonluk özlemi.

Oyunun kalite kokan ayakları, futbol aklı, koşan, çalım yapan, terse, yana, dikine, soğukkanlı oynayan, koşuları, varyasyonları doğru uygulayan futbolcularımız; oyunu isteyen, oyuncu değişikliklerini zamanında yapan hocamız geceye imzasını attı.

Geriye düştüğümüz dakikalarda ayağa kalkacağımızı, lider gibi tepki vereceğimizi, rakibi en ufak hatasında sıkıntıya sokacağımızı çok iyi biliyorduk. Bundan önce de aynısını yaptık.

Rakibin öne geçtiği her seferde, durağan oyundan uzaklaşmak, farklı tarzları denemek, golleri erken bulmamıza, maçın her dakikasının, oyunun her saniyesinin tadını çıkarmamıza sebep oldu.

Taraftar olarak heyecanımız çok diri tutuldu. Modern oyuncu topluluğuyla kurulu bir takım, kalede Uğurcan'la, tandemde Denswill ve Ahmetcan'la geriden düzgün çıkışlar, müdahale edişler, bekteki Yusuf'la rakibi tutuşlar, Siopis'le dirençli duruşlar, Dorukhan'la kanatlara yayılış, Visca'yla oyun aklı, anlayış, Nwakeame'yle, Ömür'le, Djaniny'le beraber rakibe gösteriş ve bitiriş.

Muazzam taktik, muazzam seramoni vardı.

Şampiyonluğun habercisi olan inanç, Dünya'nın dört bir tarafından gelen, sevdalısıyla buluşan, stattan mutlu ayrılan Trabzon'un Bordo-Mavili takımı Trabzonspor emin adımlarla, rakiplerine her geçen gün fark atarak yoluna devam ediyor.

Hem de sakatlıkmış, cezalıymış, eksikmiş, varmış, yokmuş demeden, hakemleri de ezerek, gözünü tek bir hedefe dikip, arkasına bile bakmadan esip savuran, gürleyen, ateş yayan, kara bulutları rakiplere gönderip, onları donduran, boğan bir Trabzonspor.

Bugün yine pazar ve yine mutlu uyanış, mutlu bir ağız tadı var sofralarda.

Ailemizin babası, annesi, ablası, abisi ninesi, dedesi, genç delikanlısı...

Gururumuzsun Trabzonspor !!!