Son yıllarda tüm dünyada yaşanan küresel iklim değişikliği ülkemizde de hissediliyor.
Öyle ki iklim değişikliği özellikle yaz aylarında Doğu Karadeniz’i seller ve taşkınların bolca yaşandığı bir bölge haline getirdi.
Yaz selleri artık bölgenin kaderi olmuş durumda diyebiliriz.
Şu an bile yaz mevsiminde bulunmamamıza rağmen güneşe hasret kalmış durumdayız.
Son günlerde Meteoroloji’nin verilerine baktığımızda Doğu Karadeniz’de bulunan illerin tamamını haftanın her gününde yağışlı görüyoruz.
Bu durumun bölge insanını ruhsal yönden etkilediğini tahmin ediyorum.
Doğu Karadeniz’de sel ve türevi afetlerin geçmişine baktığımızda ortaya çarpıcı rakamlar çıkıyor.
Tutulan istatistikler 1929 yılından başlıyor ve 2021 yılına kadar geliyor.
Doğu Karadeniz Bölgesi illeri arasında yer alan Artvin, Giresun, Rize, Gümüşhane ve Trabzon illerinde 1929 ve 2021 yılları arasında şiddetli yağışlar nedeniyle 65 büyük sel ve afet yaşandı.
Aradan geçen 92 yıllık sürede bu sel ve afetlerde 690 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Binlerce vatandaşımız yaralanırken milyonlarca liralık maddi hasar meydana geldi. En çok sel ve taşkın afeti Rize’de (28) yaşanırken, yaşanan afetlerde ise en çok can kaybı Trabzon’da yaşandı.
En çok can kaybı yaşanan sel ve taşkın afeti ise 1929 yılında Trabzon’un Of ilçesinde yaşanan afette verildi.
Tam 146 kişi hayatını kaybetti.

93 yıllık yaşanan sel ve afetlere baktığımızda Of’ta yaşanan sel felaketinden sonra en fazla can kaybının yaşandığı afetler şöyle: 1988 Trabzon’un Maçka ilçesi Çatak Köyü’nde heyelan: 68 ölü,1990 Trabzon’un Akçaabat ilçesinde sel ve taşkın: 57 ölü, 1990 Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde heyelan: 51 ölü.

Doğu Karadeniz’de yaşanan sel ve afetlerin en önemli faktörünün küresel iklim değişikliğinden kaynaklı artan yağışlar olduğu malumken, bu sel ve afetlerde yaşanan can kayıplarında hiç mi bölgede yaşayanların suçu yok?
Elbette var, bölge yaşayanların bu konudaki en önemli duyarsızlığı ise özellikle dere yataklarına yaptığı yapılaşma.
Bu durum olası bir sel felaketinde hem can kaybını hem de maddi kayıpları beraberinde getiriyor.
Uzmanlar bunca acılardan ders çıkartılmasını beklerken yine de dere kenarlarında yapılaşmanın önüne geçilmesi uyarılarını devam ettiriyor.
Doğu Karadeniz’de yaşanan sel ve diğer afetlerin önüne geçilmesi en az zarar ile atlatılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı son yaşanan afetler sonrasında bölgede 15 maddelik eylem planını hayata geçirmişti.
Bu adımlardan en önemlisi ise taşkın erken uyarı sistemi. DSİ 22. Bölge Müdürlüğü tarafından bölgede bulunan 90 dere yatağı üzerine taşkın erken uyarı sistemi kuruldu ve kurulmaya devam ediyor.
Yukarıda da belirttiğim gibi yaz selleri Doğu Karadeniz Bölgesi’nin bir kaderi olmuş durumda, uzmanlar Doğu Karadeniz için Temmuz ve Ağustos aylarını işaret ediyor.
İnşallah çok sıkıntılı bir süreç yaşamadan bu yaz mevsimini geçiririz.
Bir de siz değerli okuyucularıma bir tavsiyem olacak, lütfen DSİ 22. Bölge Müdürlüğü içinde bulunan Taşkın Müzesi’ni özellikle çocuklarınızla bir gezin, yaşanan sel felaketlerinin nasıl meydana geldiğini, nasıl önlemler alındığını oradaki görseller ve modeller sayesinde öğrenmiş olacaksınız.