Ağzından kin ve nefret kusan insanlardan bıktık usandık arkadaş.

Bu sis kör etti bizi. İyi olanı, güzel olanı seven yok gibi. Tutturmuş bir fırtına gidiyor.

Öyle konuşuyor ki salyalarını silmeye vakti yok. Nedir yani kime neye dönüşüyorsun haberin var mı arkadaş?

Bir yanlışa yanlış demek seni doğru yapmaz. Kötü olana iyilik yolu göstermezsen, sadece kötü olduğunu söylemekle yetinirsen bu seni iyi bir insan yapmaz.

Bu seni kötülüğünü sıradanlaştıran biri yapar. Yanlışa yanlış demekle yetinirsen bu seni o yanlışın bir parçası yapar arkadaş.

Bu dünyada iyi insanların sayısı azalmıyor. Yavaş yavaş sesi kesiliyor. Uykuya dalıyorlar. Çaresizlik içinde olduğunu düşünenlerin sayısı giderek artıyor. Malcolm X diyor ki: “Kimse sana özgürlüğünü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer gerçekten adamsan, bunları kendin alırsın!”

Güzel, yaşanılabilir ve özgür bir dünya istiyorsak iyi insan olmak yetmez.

Cesaret ve adalet kelimeleri sadece kafiyesi birbirine uyan iki kelime değildir. Bu dünyanın iki eksik erdemidir.

Cesur olamayınca çaresiz, adaletli olamayınca gücümüzün yetmediği her şeye iyi olmayı tercih ediyoruz.

Çünkü biliyoruz ki adaletli olunca kötülüğe karşı cesur olacağız.

İnsanın umudu gayretine tabidir.

Ne diyor Nazım Hikmet: “Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”

Malcolm X umudu ve inancı ile son bir söz söylemek istiyorum.

“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.”

Uyanmak ümidiyle...