Öğretmen bir bilimi, bir sanatı, bir tekniği veya belli bir bilgiyi öğretmeyi kendisine meslek edinmiş kimselerdir. Resmi ya da özel bir eğitim kurumunda çocukların, gençlerin ya da yetişkinlerin istenilen öğrenme ve yaşantılarını kazanmalarına kılavuzluk etmek ve yön vermekle görevlidirler. Öğretmenler milletlerin Dünya’ya entegrasyonunu, medeniyetler kurmasını sağlarlar.

Ülkemizde bu kutsal mesleğe yeterince önem verilmemiştir. Özellikle son yıllarda her üniversitemize eğitim fakülteleri açılmış, ihtiyacımızdan çok fazla kontenjanlar verilerek mezun ve atanamamış bir öğretmen yığını oluşmuştur. Hem öğretmen yetiştirme metodlarında hem de öğretmen seçimlerinde bilim ve akıl kullanılmamıştır. Ayrıca “haftada 15 saat derse giyorlar, yılda 3 hatta 4 ay tatil yapıyorlar” gibi amacını aşmış cümlelerle toplumda değer kaybettirilmiştir. Bunun üstüne sürekli değişen eğitim programları ve yönetim yanlışlıkları ile eğitimde dibe vurulmuştur.

24 Kasım Öğretmenler Günü, her türlü olumsuzluklara rağmen bizler için çalışıp çabalayan, fedakar öğretmenlerimizin kıymetini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan önemli bir gündür. Türkiye’de 1981’den beri her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor.

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Kurulu, Atatürk’e “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” ünvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiş ve bu ünvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayınlanması ile resmileşmiştir. Atatürk’ün 100. doğum yıldönümü olan 1981’de, “başöğretmen” olduğu günün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşir.

Öğretmenlik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği Öğretmenler Günü pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı” nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümüdür. Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine, okul tatil günlerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir ‘millet’ adını alma yeteneğini kazanamamıştır.” diyerek öğretmenlerimize duyduğumuz saygı, sevgi ve şükranlarımız aslında o kişiye değil millete duyulmuş olduğunu belirtmiştir.

Öğretmen yetiştirme proğramı yeniden ele alınıp bize has bize özel bilimsel akılcı yöntemler ortaya koyulmalıdır. Öğretmen yetiştirme liseleri açılıp, eğitim fakülteleri ile entegrasyonu sağlanmalıdır. Eğitim fakültelerine belli bir çıtanın üzerinde öğrenci alıp, uygulama esaslı olmalıdır. Genel eğitimden sonra yüksek lisans proğramına göre öğretmenleri branşlaştırmak gerekmektedir. Dünya’yı takip eden, teknolojiyi kullanabilen, milli ve manevi değerlerine sahip öğretmenler yetiştirmeliyiz. Böylece fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, nesiller yetiştirbiliriz.

Öğretmenin toplumdaki yeri, rolü, önemi ve değerini anlayıp, öğretmeni bulunması gereken yüce yerine oturtmak millet olmanın gereğidir. Biz bu bilinçle yol almak zorundayız.