Geleceğimiz olan gençlerin yetişmesini eğitim sistemimiz sağlamaktadır. Eğitim bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik davranışlar meydana getirme sürecidir. Bu işinde yapıldığı yegane yer eğitim kurumlarıdır. Devamlı değişen eğitim sistemlerimiz yetmezmiş gibi MEB yöneticilik değerlendirme ve atamasında da ısrarla mülakat adıyla torpil yapmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı 2018 yılı yönetici atama mülakat sonuçlarının 7 Mayıs 2018 tarihinde açıklayacaktı. Ancak daha sonra alınan bir kararla sonuçların açıklanma tarihi 26 Haziran 2018 olarak duyurulmuştu. Biz de Türkiye normalleşmeye başladı, artık eskisi gibi hatalar yapılmayacaktır diye düşünmeye başlamıştık. O gün geldi çattı. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Trabzon’umuzda da torpilde sınır tanımaz bir halde hiçbir soruyu cevap veremeyen (cevapları hatırlatılan) yönetici adayına 96 puan verilirken tüm soruları cevaplayan yönetici adayına 60 verilen mülakat sonuçları ilan edildi.

Yönetici atamaları liyakat ve ehliyet esasına göre yapılmalıdır. Liyakat sahibi idarecilerin kurumuna gidince hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin mutlu huzurlu ve başarılı olduğu görülmektedir. Aksine torpille, onun bunun adıyla yöneticisi atanmış kurumlara gidince bırakın eğitimi insanların birbiri arkasından konuştuğu kuyusunu kazdığı öğrencinin ve başarının bir öneminin olmadığı ortamlar görülmektedir.

Torpili tüm Türkiye’den kaldırmak gerekmektedir. Yeniden Amerika’yı keşfetmeye gerek yoktur. MEB bu konuda öncü olup Ehliyet ve Liyakat sahibi insanların hak ettiği yere gelebileceği bir sistem kurmalıdır. 4 yıl önce yöneticilik bir meslek değildir herkes yapabilir söylemiyle sayısız idarecileri bizden değil diyerek asli iş olarak görülen öğretmenliğe geri yollandı. Yerlerine tamamen onun bunun adamı bizden diyerek mülakat adı altında liyakat ve ehliyet gözetilmeden atamalar yapıldı. Şimdilerde ise yönetici atama taslağında yöneticilik yapanlar kazanılmış hak gibi gösterilmektedir. Bu iş dün böyle bugün öyle mantığıyla işine geldiği gibi yapılmamalıdır. Devlette devamlılık esastır. Kazanılmış haklar uydurma kararlarla iptal edilmemelidir.

Yönetici atamaları çok çok önemli bir iştir. Çünkü o bir kişi alacağı kararlarla başta öğretmenlerimize sonrasında da öğrencilerimize etki etmektedir. Öyle kurumlarımız var ki o bir kişinin aldığı kararlar binlerce insanın hayatına direkt etki etmektedir. Türkiye’nin sahip olduğu değerlerle gerek üniversitelerdeki yetişmiş personelle gerekse daha önceki tecrübeleri ile yönetici atamaları adil tarafsız ve bilimsel olarak yapılabilir.

Trabzon’umuz başta olmak üzere tüm Türkiye’de siyasi desteği arkasına alanlar, belli tarikat ve yandaş sendika mensupları 95 ve üzeri puan alırken bu işi hakkıyla yapacak yeterliliğe sahip kişiler 60-75 puan aralığında almışlardır. Birileri tarafından ince ayarla hazırlandığı anlaşılan puanlamalar hangi okula kimin atanacağı ya da atanamayacağı milim milim hesap edilerek adaylara puanlar verilmiş olduğu gözlenmektedir. Bu yapılanlar yıllardır devam eden ve başarısızlıklarla sonuçlanmış Milli Eğitim Bakanlığı’nın yine başarısızlıkların devam edeceğine büyük bir işarettir. Eğitim camiası bu ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi artık kaldıramayacaktır. Bu rezilliğe müdahale edilmelidir. Buradan MEB’e çağrım bu puanlar dikkate alınmayarak mülakat sonsuza kadar iptal edilmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nda yöneticilik, yeniler için hakkıyla yapılacak sınavdan alınan puanın en az %95 etkili olacağı eğitimin her unsurunun kabul edeceği değerlendirme kriterleriyle seçilmelidir. Eskiler içinse 2014 sonrası dikkatlice incelenip, 2014 öncesi değerlendirmeye alınmalıdır. İnsanlarımızda güveni tesis edemediğimiz sürece bırakın eğitimi hayatımızın hiçbir alanında başarıya ulaşılamayacaktır.