Sevdiğiniz büyük bir haksızlığa uğramış, elinde-avucunda ne varsa (ç)alınmış,
Bunlar yetmezmiş gibi gözünüzün içine baka baka yalan konuşulmaya başlanmış...
Üstelik elin gayrimüslimi “gereğini yapın” demişken, 
Çalanlar, çırpanlar yavuz hırsız olmuşlar,
Kedi misali; bir yandan yiyorlar, diğer yandan bağırıyorlar...

 ***
E kardeşim nihayetinde siz de insansınız...
Yapılanların-yaşananların, neyin ne olduğunun farkındasınız...
Böyle bir durumda siz olsanız ne yaparsınız?
Tabii ki Trabzonspor taraftarının Pazar günü yaptığı gibi yürürsünüz, isyan ederseniz...
Onlar da yürüdüler...

 ***
Benim tabirimle sosyete alışveriş merkezi İstinye Park’ın önünde toplandılar.
Bebeğini kaynanasına bırakan genç anneler, eli ve yüzü nasır tutan neneler, ömrü hayatında şampiyonluk yüzü görmeyen bıyıkları yeni terlemeye başlamış delikanlılar ve gençlik dönemini Trabzonspor’un şampiyonluğuyla geçiren ağabeyler oradaydılar.
Bayram arifesi olmasaydı; bir o kadar kalabalık olurdular...

 ***
Biz de az zamanın adamı değiliz hani. Bu zamana dek onlarca eyleme katıldık, izledik...
Hiçbir eylemde trafiği açan, trafik polisine yardım eden eylemci görmedik...
Hiçbir eylemde eylemciler arasında görev yapan sivil polislere yardımcı olan göstericiye rastlamadık.
Ve de polisin müdahale etmediği eyleme de tanık olmadık...
Pazar günü bunları gördük ama...
Daha evvel gördüklerimiz; yıkanlar, taşlayanlar, polis otosu yakanlar/ters çevirenler, tahrik ve isyan ettirenlerdi.

 ***
Çevre illerden ve Trabzon’dan gelenler vardı. İsyan; haksızlığaydı. Şike yapanların korunup-kollanmasınaydı.
“ Düşürün ula, şike yapanı düşürün ula” sloganı, güne damgasını vurdu...
Yüreği yanan, “Adalet” isteyen adalet bekçilerinin arasında göğe el açıp “beddua” edenler vardı...
Ulusal basın yazmasa, yazamasa bile, tarihin yazdığı-yazacağı, Türk Futbol tarihinin en kötü TFF yönetiminin görev yaptığı binanın önü son duraktı.

 ***
Basın açıklaması, “şampiyon Trabzon” tezahüratları arasında okundu.
Dünyanın en güzel bayrağının yanındaki TFF bayrakları indirilip, onların yerine Trabzonspor bayrağı asıldı.
Piknik tüpünün direklerden birine konması en komik, “2010-2011 Yılının şampiyonu Trabzonspor” pankartının asılması günün en anlamdı hareketleriydi...
Tam dağılmak üzereyken üç-beş kişinin TFF binasına gazoz kapağı büyüklüğünde 8-10 adet taş atması ne kadar üzücü ise, taş atan çoluk-çocuğa polisten evvel akli selim Trabzonsporluların müdahale etmesi bir o kadar sevindirici ve anlamlıydı...  

 ***
“Taş atıldı”, “ Bayrak asıldı” denir de, tosunun altında buzağı arayan, şikecilerin yalakalığını yapan, ulusal basının gece bekçileri rahat durur mu sanıyorsunuz?

Ah be kardeşim, o kadar taş benim böbreklerimde de var be gülüm..!
Sen “ Türk bayrağını indirdiler” diyen zavallı gece bekçisi, fazla yorma kendini, mal kendini gösteriyor;  zira insanın zikri neyse fikri de odur.

“Gezi olaylarından farkı nedir?” diye soran, ikide bir kıble değiştiren gece bekçisi, ekmeğin kabuk ve kızarmış tarafından yemekle bu işler bitmiyor-bilinmiyor, daha birkaç fırın ekmek yemen gerekir...
“1000 kişi yürüdü?” diyenlere gelince:
Taraflı, vicdansız ve bakar kör olduğunuzu bilirdik fakat matematiğinizin çok zayıf olduğunu yeni öğrendik...