İlkokul öğretmeninin kendisini keşfettiği andan bu yana müzik yaşantısından bir an olsun ayrılmayan Adil Bal gazetemize konuştu. Aynı zamanda Türkiye Bilardo Federasyonu Hakemi ve Trabzonspor eski Yönetim Kurulu Üyesi de olan Bal bakın çocukluktan bugüne gelen süreçteki müzik yaşantısını nasıl anlatıyor: “Klasik olacak ama ilk sahne deneyimim çocuk yaşta başladı. İlkokulda Fehmi Şahin öğretmenimiz sesimin güzelliğini fark etmesi ile bütün etkinliklerde İstiklal Marşı’nı bana okutmaya başladı. Daha sonra okulda düzenlenen yılsonu müsamerelerinde sahneye çıkmaya başladım. Dönemi şarkılarını bu tarz etkinliklerde okuyarak sahneye ısındım. 1972 yıllarıydı… İlkokul beşinci sınıf müsameresinde Ajda Pekkan’ın İngilizce olarak okuduğu Bang Bang parçasını ben de İngilizce olarak okudum ve çok beğenildim.” KÜÇÜK YAŞTA SOLİSTLİK “Daha sonra, Ayasofya’da o dönem müzenin altında bulunan Çağlayan Gazinosu’nda sahne almaya başladım. Arafilboyu’nda Belediye’nin düğün salonunda da sahne aldım o sıralar. Ardından Kalepark’ta sahneye çıktım. Orduevi’nde profesyonel orkestra ile sahne deneyimi yaşadım. Dönemin Taç Kulüp’ünde küçük yaşta orkestraya solistlik yaptım. Böylece kendimi tamamen müzik dünyasının içinde buldum ve düğünlerde, etkinliklerde solistlik yapmaya devam ettim.” HAYATA GEÇİREMEDİM… “1973’de Trabzon’da TRT paket yayın yapıyordu, haftada iki saat olacak şekilde. Ve bizi de davet ettiler. TRT’nin kuruluş yıldönümünde orkestra olarak bizim çıkmamız istendi. Biz de programa hazırlandık. Tam programa çıkacağımız akşam bir haber geldi orkestra çıkmayacak diye, o da hayata geçiremediğim bir anımdır.” EN ÖNEMLİSİ RİTM! “Üç orkestrada ayrı ayrı solistlik yaptım ama en önemlisi 1974 yılında kurduğumuz RİTM 74 Orkestrasıdır. Aynı zamanda benimle özdeşleşen ‘menşi’ lakabının hikayesi de şöyledir; o dönemin meşhur İngiliz orkestrası For Your İnformechein adlı çok sevilen bir parçayı dünya ve dolayısıyla Türkiye'ye çok sevdirmişti. Ben de İngilizce olan bu parçayı ezberlemek için yolda, evde, işte her yerde söylüyordum. Herkes bildiği için lakabım kısaca Mensch, Türkçe telaffuz olarak ‘menşi’ olduğu için halen herkes beni bu lakap ile çağırır.” FUTBOL SEVDAM DA VARDI “Futbol sevdam da vardı ancak benim müziğe yatkınlığım daha ağır bastı ve bu yanı tercih ettim. Müziğe yönelimimle birlikte 1979 yılının başında kendi kendime bir karar alıp yurtdışına çıktım. Yurtdışında tanıştığım arkadaşlarımla kurduğumuz orkestra da büyük ses getirdi. Cem Karaca ve Barış Manço’nun orkestralarına eş değer işler yaptık. Trabzon’da alt yapısını aldığım müzik deneyimi yurtdışında had safhaya ulaştı. Türkiye’den gelen sanatçılara çalmaya başladık. Orkestramızdaki Sarkiz arkadaşımız bizim her şeyimizdi, çok iyi bir orgcuydu. Haluk ve Yalçın ise biri gitarda diğeri bateri de iyi işler çıkartıyordular. Yine orkestramızdaki Ersin de kaliteli işlere imza attı.” İÇİMDE UHDEDİR “Öyle bir ortam oluştu ki Almanya’da bütün Türk etkinliklerinde biz çalıyorduk. O dönemin en popüler isimlerinden Esmeray’ın konserinde de bizim çalmamız istendi. Konser öncesi Esmeray ile hazırlık yaparken benden bir parça seslendirmemi istedi, parçayı seslendirmemin ardından da bana ‘senin ne güzel bir sesin var, ne güzel bir gırtlağın var’ dedi. Benim kendisi ile Türkiye’ye dönmemi isteyerek bana plak yapacağını da söyledi. Ben de dönemeyeceğimi söyledim. ‘O zaman Köln’e gideceğiz orkestranla birlikte sana plak yapacağız’ dedi. Orkestra arkadaşlarımla konuştum herkes kabul etti sadece Sarkiz karşı çıktı. ‘Siz çalın ben çalamam’ dedi ve bizimle gelmedi. Köln’e gittik ve Yüksel Özakasap ile buluştuk. Bizi dinledi ve ağzı açık kaldı. Bir plak yapmamızı istedi ve her türlü masrafın kendilerine ait olacağını söyledi. Hem Türkiye’de hem de Almanya’da Türklerin yaşadığı her yerde bu plakın dağıtılacağını da belirtti. Bize plak başına 5 fenik vereceklerini de söyledi. Hiç masraf yapmadan plak tutarsa şöhret olacağız yani, ancak orkestra arkadaşlarım bu teklifi kabul etmedi. Bu olay benim içimde hedeflerime varamamak adına uhdedir.” BU İŞ BAYRAK YARIŞI “Yıllar sonra da bazı başka nedenlerden dolayı Almanya’da kalmak istemedim Türkiye’ye döndüm. Yıllardır müzisyenlik yapıyorum. Düğünlere, korolara ve etkinliklere halen katılmaya devam ediyorum. Müzik çalışmalarım da sürüyor. Bu iş bir bayrak yarışıdır. Çok güzel okuyan arkadaşlarımız ve çocuklarımız var onları destekliyorum. Bölgemizin en önemli seslerinden birisi de Volkan Konak’tır, kendisini çok beğeniyorum. ”